Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Zulme sessiz kalan, zulmü yapan gibidir." Hz. Muhammed (s.a.v.) Şuan israil Gaza'da ki insanları Rafah'ta sıkıştırdı ve milyonlarca insan ölmek üzere. İnsanları kuzey Gaza'dan Rafah'a kadar bombalar ve silahlarla sürüklediler, artık Mısır'ın sınırındalar ve kaçacak hiç bir yerleri yok! Mısır eğer sınırı aşarlarsa onları vuracağını söylüyor, ama kalırlarsa da israil pislikleri onları vuracak. ÖLMEKTEN BAŞKA ÇARE BIRAKMADILAR BU İNSANLARA! Bu bir din, ırk, siyaset meselesi değil! Bu bir insanlık meselesi!
— Mesele ölmekte değil; ölmeden idealimizi yaratmak, yapmak ve yerleştirmektedir... Bu kısa cümlede, onun mizacı ve büyük hikâyesinin ona daima hâkim olan bütün bir prensipler sistemi vardır: ölümü ve tehlikeyi göze almak, ama ölmeden muvaffak olmak, yaratmak, yapmak ve yerleştirmek... Bu mizaç ve karakter, heyecanının değil, mantığın ve sağduyunun ifadesidir. Bu mizaç ve karakter örgüsü, Mustafa Kemal’in harekât ve icraatına, hayatının sonuna kadar hâkim olacaktır.
Reklam
Tahir'le Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte yani yürekte. Mesela bir barikatta dövüşerek mesela kuzey kutbunu keşfe giderken mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil Nazım HİKMET
Sayfa 18 - Akdeniz KitabeviKitabı okudu
..Biraz sonra daha da açılmış: ''Ben tıbbiyenin son sınıfında bu ülkü peşinde olduğum için hapiste yattım, buraya sürüldüm. Çok değerli arkadaşlarımız vardır. İnkılâp yapmalıyız.'' Hepsi inkılâp uğruna ölmekten söz ederken Mustafa Kemal: - Mesele ölmekte değil, ölmeden idealimizi gerçekleştirmektedir, diyordu.
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yorumum ️
Yorumum spoilerlı olabilir! Şimdi genel olarak kitap gerçekten güzeldi ama irdelediğimizde birkaç detay beni rahatsız etti. Karışık sırayla anlatayım: Öncelikle kitabın sanırım ilahi mi gözlemci mi bakış açısı belirsiz olarak yazılması. Tam olarak ilahi değildi, bu yüzden karakterlerin duyguları asla geçmedi bana? Yani Elizabeth'in ağzından
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20231,985 okunma
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal ise meselenin ölmek değil ölmeden idealleri yaratmak, yapmak ve yerleştirmek olduğunu söyledi
Sayfa 21 - Masa Kitap
Mesele çok yaşamak değil, mesele iman üzere yaşamak ve iman üzere ölmektir.
Tahirle zühre meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Coşkuyla Ölmek
Hayat akar, yol ve yön değiştirir derler, insan değişir yol ve yönelim değiştirir derler. Bütün bunlar bence meselenin değişmesi, ortadan kalkması veya artık mühim sayılmamasıdır. Yoksa ne hayat gibi muhkem bir şey akar, ne sana bakıp da yol yön değiştirir. İnsanı ahret bile değiştiremez. Zebani dilini çekmeye gelse kişi ancak ahlakının elverdiği ile seslenir de aman diler. Gençken duyulan keder sonra hangi şifalı suyu buldu da içti? Hangi su, lekeleri çıkardı? Yaşamaya alışan köşesine çekildi; feryat edene, başka türlü söyleyene, sokaktaki köpeğe havlayan bir ev köpeği kadar olmadı. İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir. İnsan öyle büyük bir derttir ki bu büyüklükte bir şeyin kendine sığacağını aklına getirmez de bunu dünyanın, hayatın derdi sayar. Hayat, o durgun, kibirli suyunda kendisine bakan bu çirkin heyulaya bakıp bakıp ''Bu heralde benim'' der. Bu dert de ona yeter.
Reklam
Söz konusu olan hayat ve ölüm...Öyle ya. Bir hayat vardı ve şimdi gidiyor. Bunu tutmak da elimde değil. Evet. Kendimi aldatmanın manası yok. Ölmekte olduğumu benden başka herkes görüyor. Hafta, gün, belki de an meselesi...
Bölüm 1 YARININ ADAMI
Mustafa Kemal ise meselenin ölmek değil ölmeden idealleri yaratmak, yapmak ve yerleştirmek olduğunu söyledi.
Sayfa 21 - Masa KitapKitabı okuyor
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.