Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu Kekre Dünyada
Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı, Damağımda kösnüyle gezinirken; Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı, Dışarıda rüzgâr acıyla inilderken. Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri, Seninle bir döşekte sevişirken bile.
Hem göğünü kaybetmiş, hem beğenmiyor yerini Göğsüme dadanan geçimsiz güneş
Reklam
Can Dündar
"Bakan Erkan Mumcu, O görüntülerde ısrar ederlerse koroyu çekerim demişti. Gün boyu telefon trafiği işlemiş, ancak gösteriye saatler kaldığı halde kriz çözümlenememişti. Sonunda konu, Başbakan Erdoğan'a intikal etti. Başbakan da hem Kültür Bakanı'nı hem de İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı yönetimini arayıp son sözü söyledi: 'O film yayımlanmasın!' Yani -o dönem hem İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'ndan hem Kültür Bakanlığı'ndan doğrulattığım bir bilgiyle söyleyebilirim ki sansür kararı, aslen başbakana aitti. Konsere birkaç saat kala gelen bu dayatma, Fazıl Say'ı çıldırtmıştı. Sivas filmi kurban edilmiş; Metin Altıok'a niye ağıt yakıldığı, onun hayata nasıl veda ettiği izleyicilere gösterilememişti. .. "
Sayfa 10
Anlamadığım bir şey var" diyordu Zeynep Oral, "Yani o görüntüleri yasaklamakla Sivas katliamı olmamış mı sayılacak? Unutulacak mı? Canileri affetmenin yolu mu hazırlanıyor? Daha önceki akşam Madımak yangını çeşitli televizyon kanallarında gösterilmedi mi?
Sayfa 11
Sansür! Fazıl Say'ın hazırladığı "Metin Altıok Ağıtı"ndaki 3 dakikalık "Sivas katliamı" görüntüleri sansürü aşamadı. Sanatçının direnişi sonuç vermedi. Başbakan'ın da devreye girdiği uzun tartışmalar sonunda "film kesildi" ve sorun çözüldü!
Sayfa 13
Metin Altıok
"Heybesinde yılan işaretleri/ baldıran zehiri yüzüğünün içinde/ ve yanında kav taşıyan ben/ tekinsizim size göre/ ibret için yakılması gereken."
Reklam
Ancak bütün tartışmanın ötesinde ayan beyan ortaya çıkan bir başka gerçek var: O da Sivas yangınının 10 yıl sonra hala söndürülemediği... Öyle bir yangın ki bu, koru bile elini uzatanın elini yakıyor. Türkiye henüz bu ayıpla hesaplaşmadığı için, gerçek suçlular cezalandırılmadığı için, savunanlar su başlarını tutmaya devam etti­ği için katliamın yarası bir türlü kapanmıyor. Her açıldığında kan sızıyor ölü ozanların yanıklarından ... Oysa herkes bilmeli ki, bu Türkiye'nin utancıdır. Üzerine ne kadar film çekilse, ne kadar roman yazılsa, kaç ağıt yakılsa azdır. Ve sıkılarak boğulmaya çalışıldığı sürece bu yara yıllarca oluk oluk kanayacaktır
Sayfa 17
Canileri korumak, mağdurları tahrikçilikle suçlamak, bir katliam otelini kebapçı yapmak. .. asıl bunlar "devlete küfür" sayılmalıdır.
Sayfa 20
Günlerden 2 Temmuz'du. Sivas'ta, Pir Sultan Abdal Şenlikleri'nde, aralarında şairlerin, yazarların, sanatçıların bulunduğu 37 kişi, 37 insan, "cihat çağrısı" yapan, şeriat yanlısı yobazlarca Madı­mak Oteli'nde yakılarak öldürüldü. Gericilerin şiddet gösterisi katliamla sonuçlandı. Ortaçağ' da değildi. Yüzyıllar önce değildi ... On yıl önce, 1993'teydi.
Sayfa 21
Metin Altıok'un son dizeleri hala kulağımda: "Bir yarım umuttur elimizde kalan,! Göğüslemek için karanlık yarınları."
Sayfa 24
Reklam
Ali Sirmen
Devlet Çorum'u, Malatya'yı, Kahramanmaraş'ı unutmasaydı, Sivas olayları olur ve yetkililer, kasta varan bir aciz içinde katliama seyirci kalır mıydı? Sivas'ı unutma, unutturma!
Sayfa 27
Fazıl Say
Bazı şeyler var ki beni ürkütüyor. 3 dakika 20 saniyelik filme sansür, 37 aydının katillerine af girişimi ...
Sayfa 33
Birçok aydınımıza göre Metin Altıok "Türkçenin filozof şairi"dir. Doğru olabilir, ama fazlası da var: Son derece yalın bir anlatım içindeki duyarlılık, iç hesaplaşmalar, derinlerden gelen acılar ve şikayetler, kimi yerde sürprizleri, hatta ironiyi de içerir. Kendi gerçekliğine dönerek kendini tartmasındaki dürüstlük, yüreğini bize açması, anlatımındaki çelebilik, içtenlik, slogan ucuzluğuna hiç yer vermeyi­şi, kimi zaman bir çocuk gibi "kaybettim" diye hayıflanması, Altıok şiirinin önde gelen özellikleridir
Sayfa 46
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.