Her bir insanın sevmek, acımak gibi cemâli duyguları, kızmak ve öfkelenmek gibi celalî duyguları vardır.. Ne cemalsiz bir celâl meziyettir, ne de celâlsiz bir cemal.. İnsan şefkatli olmalı; ama zalime değil mazluma, nefse değil kalbe şefkatli davranmalı.. Keza insanda gadab olmalı; ama mazluma değil zalime, kalbe değil nefse gadablı davranmalı...
Kâinat, bir celâl-cemal dengesi üzere kurulmuştur.. Dağlar azametiyle, denizler enginliği ve dalgalarıyla ve gökyüzü her biri dünyamızdan kat kat büyük semâvi kandilleriyle bize "celâl"i hatırlatır ve Zülcelâl'e işaret eder.. Aynı dağların, denizlerin ve göklerin seyrine de doyum olmaz..O celâl içinde bir cemal vardır.. Böylece dağlara, denizlere ve göklere bakan insan, onların bir Celîl-i Zülcemal'e olan işaret ve delâletlerini görecektir..
Reklam
Yaşamak için beslenmeye muhtaç haldedir insan.. Ve alemler Rabbi, onu yarattığı gibi, onun hayatının devamını sağlayacak; vücudunun bütün ihtiyaçlarına karşılık gelecek gıdaları da yaratmıştır.. Yaz sebzeleri bedenimizin yaz şartlarında, kış sebzeleri de kış şartlarında ihtiyaç duyduklarını içerir.. Her biri mü'minler için şifa ve rahmet olan Kur'an sûrelerine de böyle bakmamız gerekir..Her sûre, insanın manevi bünyesi için ayrı gıdalar, ayrı bir şifa ve rahmet taşır.. Bazı vakitler celâl ve uyarı yüklü bir sûre, başka bazı zamanlar ise cemal ve müjde yüklü bir sûre gıdamız ve şifamız olur..
Kemal, buydu işte..zıtların, bize zıt görünenlerin buluşması idi.. Hem Zülcelâl, hem de Zülcemal idi Rabbimiz.. Mutlak anlamda celâl sahibi olarak mutlak anlamda cemal sahibi olmasıyla gösteriyordu kemalini.. Cebbar ve Kahhar bir Yaratıcı olarak, Rahmân ve Rahîm de olmasıyla; Azîz ve Kadîr olmakla birlikte, Kerîm ve Muhsin olmasıyla gösteriyordu..
Okuduğu düşünürler arasında; Jean Jacques Rousseau, Montesquieu, Descartes, Kant, Auguste Comte, Karl Marx, Alphonse Daudet, Stuart Mill, Ernest Renan, E. Durkheim, Herbed George Wells, Abdurrezzak Sonhoury, Max Silberschimidt, Tollemache S inclair, Poul Gaultier gibi yabancı ile Namık Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Hilmi, Mizancı Murat, Ziya Gökalp, Mustafa Celalettin, Celal Nuri ve Ali Suavi gibi yerli düşünürler önemli yer tutar. Ayrıca yoğun biçimde İslami yapıtları da incelemiştir.
Paylaşımcı Öğretmen Olmak
Türkiye, doğuya yol alan bir geminin güvertesinde batıya koşan insanlar ülkesidir. Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir. Sakallı Celal
Sayfa 76 - TimaşKitabı okudu
Reklam
İskenderiye Kütüphanesi ve Museion
İlkçağ'da Anaksimandros ve belki de çağdaşı Perekides gibi yazarlada başlayan nesir kitap yazma alışkanlığı sonucu gelişen gelenek ve Peisistratos'un kurduğu yayıncılık geleneği birleşe­rek Yunanlılardan önce hiçbir toplumda görülmemiş bir oku­ma-yazma ve kitap üretme geleneği başlattı. Böylece sayıları hızla artan kitaplar, belki de ilk kez Asurbanipal'in farkına varmış olduğu bir sorun, daha doğrusu bir ihtiyaç ortaya çıkardı: Bu kitapların içerdiği ve bir insan hafızasının saklamasına imkan olmayan bilgi nasıl depolanacak ve insanların kullanımına en etkili bir şekilde nasıl sunulacaktı? Bunun cevabı büyük bir kütüphane kurmak ve onu tüm araştırıcıların kullanımına açmaktı. MÖ 3. Yüzyıl başlarında kurulan muhteşem İskenderiye Kütüphanesi ve onun yanında yer alan araştırma kurumu Museion ( =İlham Evi) bu ihtiyacı karşılamak maksadıyla meydana getirilmişlerdir. Daha İlk Çağ'da kütüphanenin şöhreti destansal boyutlara ulaşmıştı. İlk Çağ dünyasının hemen tüm eserlerinin burada toplandığı riva­yet edilir. Araştırma kurumunda çalışan bilginler, en eski metin­lerden başlayarak tüm kitapların eleştirel yayımlarını yaptılar ve bu suretle metin eleştirisi geleneğini başlattılar (baskının olma­dığı toplumlarda, kitaplar elden ele kopyalandığı için, yanlışlar sürekli birikiyordu. Metin eleştirisinin amacı, ilk yazarın elinden metnin nasıl çıktığını saptamaktır). Sonra, günün birinde bu dev kütüphane bir felaket sonucu tahrip oldu. Karanlık çağların bu kütüphanenin (ve Bergama'daki gibi daha küçük benzerlerinin) ortadan kalkmasıyla başladığı söylenir.
Tales ve Anaksimandros'un Bilime katkıları
Eski Çağ literatürü, Miletos'lu Tales'in Mısır'a gittiğini ve orada, Nil sellerinden sonra kadastrocuların arazi tespitlerini yenilerken bazı geometrik kurallar kullandığını görerek bunların aslında ispat edilebilecek ilişkilerin ifadeleri olduğunu fark ettiğini yazar. Tales ispat edilebilecek bu ilişkileri teorem haline getirmiş,
Gulyabani ile ilgili birkaç metin de onun karmaşık yapısını göstermektedir. Azerbaycan Türklerinden derlenen birkaç metinde gulyabani geçmektedir. Burada yer verilecek ilk metin Arif Acaroğlu ve Celal Beydili tarafından hazırlanıp 2005 yılında yayımlanan Esatirler, Efsane ve Revayetler kitabını alınmıştır. Metin, isimsiz bir şekilde “Mifler [mitler]” bölümünün “Geyri-adi Varlıglar [Olağanüstü Varlıklar]“ başlığında yer almaktadır: Guleybanı hemmeşe [hamişe,daima] arvat cildinde olur. Özü de uşahları çoh sevir. Bir evde gece yarısı uşah ağlayırmış. Kişi oynanır, arvadın da durğuzur [kaldırır] ki get uşağı sakitleşdir [sakinleştir]. Arvat durmak [kalkmak] istiyende görür ki uşah sesin kesdi. Erinir ta getmeye, deyir ki yatdı uşah. Bir a keçennem sonra görürler ki uşah ele gülür, ele gülür ki az galır geşş elesin [bayılsın]. Kişiynen [adamla] arvat tez durup keçiller uşağın yanına ki görsünner nolup? Bahıllar ki guleybanı min [bin] oyunnan çıhıp uşağı güldürür. Guleybanı bınnarı görende tez çıhıp gedir (Acaloğlu ve Beydili, 2005:114). Bu metin gulyabaninin geçmişte çocukların koruyucusu olması ve bir tür iye olmasını izlerini taşımaktadır. O, çocukları koruyan ve onlarla ilgilenen olağanüstü bir varlıktan, çocuklar için tehlikeli bir canavara dönüştürülmüştür.
Celâli içinde cemal, cemali içinde celâl vardır.
Ne cemalsiz bir celal, ne celâlsiz bir cemal sergiler. Mesela her biri ayrı bir nakış yüklü kar taneleri bir yanda eşsiz bir güzellige tercüman olur, öte yanda herkesi evine hapseden bir celâli haber verir. Dağlar ve denizler bir yanda celal ve azamet aynasıdır; ama öte yanda eşsiz bir güzelliği üzerinde yansıtır.
Sayfa 128 - Karakalem YayınlarıKitabı okudu
319 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.