Bana uzun süredir içtenlikle 'nasılsın' diyen biri yok. Belki de hiç olmayacak.
Bu yüzden iyi olsam bile bunu birisine söyleme imkânı bulamadan aylar geçebilir.
Mevlana da, “Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız din üzerinde sağlamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır” diyerek sevgisinde sınır tanımadığını gösterir.
Ben gönlümün ayak bağını
Senin kapına astımda geldim,
Ben gönlümün gözyaşlarını
Senin yollarına döktüm de geldim,
Ben gönlümün ateşini
Senin gözlerinden aldım da geldim.
Vurgunum Yorgunum
Hz. Osman (r.a.) halife olunca minbere çıktı. İnsanlar onun ne söyleyeceğini merakla bekledi ama o sessiz kaldı ve hiçbir şey söylemedi. İnsanlara nazar ettikçe öyle bir vecde kapıldılar ki oradan ayrılamadıkları gibi nerede olduklarından dahi habersiz bir hâle geldiler. Yüzlerce vaaz veya hutbe dinleselerdi böyle bir hâle girmiş olamazlardı. Hiçbir konuşmadan veya amelden öğrenemeyecekleri kadar değerli dersler ve kıymetli sırlar edindiler. Vaazın sonuna kadar Hz. Osman cemaate sadece sessizce nazar buyurdu. Minberden inecekken 'Konuşkan bir emiriniz olacağına, işini yapan bir emiriniz olsun' buyurdu. Ve hakkıyla konuştu, zira kelâmın kemâli, fayda sağlayacak bir şey vermek ve ahlâkı dönüştürmekse, o zaman bu ikisi konuşmaksızın çok daha iyi yapılabilir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî