"Yaralarımız, ışığın girdiği yerdir." der Mevlana. Öyle ya, yaralar hem kanatır hem de erkenden büyütür bizi.
HÂCE MAHMUD İNCÎR-İ FAĞNEVÎ
Hâce Arif'in bağlılarının en mükemmeli ve bu yolda cümlesinin en faziletlisidir. Onun sûfileri arasında hilafetle mümtaz olmuş ve halkı Hakk'a davet ve irşad hususunda en üst dereceye çıkmıştır. Hâce Mahmud hazretleri Eykenî'de ikamet etmiştir. Dülgerlik yaparak geçimini sağlamıştır. Mübarek kabri de oradadır. Hâce Arif hazretlerinden irşad yetkisi alıp halkı Hakk'a davete başladığında vaktin muktezasına ve tâliplerin durumlarına binaen açık zikre başlamıştı.
Reklam
HÂCE ÂRİF-İ RÎVGERÎ
Hâce Abdülhâlik-ı Gucdüvânî'nin dördüncü halifesidir. Doğum ve ölüm yeri Buhara'nın köylerinden biri olan Rîvger'dir. Hâce Bahâeddin Nakşibend'in vâridât nisbeti silsilesi kendisine ulaşır.
Dostum dostumm
Bir zamanlar Hz. Mevlana şöyle buyurmuş: Dua için saf bir kalbiniz yoksa, saf gönüllü bir dost bulun ve ondan dua isteyin. "Sen de o dostlardan birisin, ne mutlu bana ki senin gibi bir dostum var." W/Edanur🤍🖤
Mevlana
Tıpatıp sana benzeyenim ben… Ağlarsan ağlayan, Gülersen gülen…
Sayfa 263
Reklam
Zor diyorsun, Zor olacak ki imtihan olsun... Mevlana
Hâce Abdulhâlik Gucdüvâni
Bütün bu rivayetler onun ilk şeyhinin Hızır [aleyhisselâm] olduğunu göstermektedir. Hâce Yusuf-i Hemedânî ise onun sohbet şeyhidir. Hâce Yusuf ve şeyhleri açık zikir yaptıkları halde Hâce Abdülhâlik gizli zikir yapardı. Çünkü ona böyle yapmasını Hızır [aleyhisselâm) söylemişti. Bu yüzden Hâce Yusuf onun gizli zikir yapmasına ses çıkarmadı ve kendisine "Hızır'ın [as] size öğrettiği usule göre zikirle meşgul olunuz!" buyurdu.
Hâce Abdulhâlik Gucdüvâni
O, sıdk ve safa yolunda koşan, Kur'an ve Sünnet'e uyan bütün sâliklerin serdarıdır. O nefis ve hevâya muhalefette dizginleri elinden hiç bırakmamıştır. Pak hallerini ağyârın nazarından gizlemiştir. Ona gençliğinde gönül zikri yapmayı Hızır aleyhisselâm öğretmiştir. O da bu yolda devam etmiştir.
Mevlana
Mevlana der ki; "Herkes fıtratına uygun kişilerle, olması gereken yerdedir. Ne kargayı gül bahçesine, ne de bülbülü çöplüğe alıştırabilirsiniz."
Reklam
Gizli zikir
Hâce Abdülhâlik İmam Sadreddin'den tefsir okurken, "Rabbinize gönülden yalvarıp yakararak ve gizlice dua ediniz. Şüphesiz O, haddi aşanlarısevmez" (A'raf 7/55) âyetine geldiklerinde üstada şöyle bir soru yöneltir: Bu gizliliğin hakikati ve gizli zikrin usulü nedir? Eğer zakir açık zikir yapsa veya zikrederken âzaları hareket etse başkaları onu farkedecek, yok eğer gizli zikir yapsa, bu sefer de, Şeytan, kanın âdemoğlunun damarlarında aktığı gibi akar" hadisi gereğince şeytan ona vakıf olmayacak mı? İmam Sadreddin bu soruyu şöyle cevaplandırır: "Bu ilm-i ledündür. Bunu öğrenmen için Allah Teâlâ dilerse seni dostlarından birine eriştirir. O da, gizli zikri sana öğretir."
Abdulhâlik Gucdüvâni k.s.
Şerefli babasının adı Abdülcemil'dir. İmam Malik'in soyundan gelen Abdülcemil hazretleri zamanının imamı idi. Abdülcemil doğrudan Peygamber Efendimiz'den (sav) feyiz alırdı. Hızır (a.s) ona bir oğlunun olacağını müjdeledi ve adını Abdülhâlik koymasını işaret etti.
Sen çocukluğundan sebepleri görüyor, bilgisizliğinden sebeplere yapışıyorsun . Sebepleri görüyor da müsebbipten (sebebi yaratan) gaflet ediyorsun . Bu hakikati örten, müsebbibin yüzünü gizleyen sebeplere ondan meyletmektesin sen . Sebepler gitti mi başına vurmaya başlar, aman Yarabbi demeye koyulursun . Allah da sana “Hadi, yürü, sebebe git; ne acayip şey, sen beni yarattığım sebepler için andın ha!” der . O vakit kul “Bundan böyle hep seni göreceğim, sebebe, o laftan ibaret saçma şeye bakmayacağım artık” der ama Allah “Seni tekrar sebep âlemine göndersem yine sebebe yapışırsın . Senin için bu, a tövbesinden durmayan ahdi çürük adam! Fakat ben bu işe bakmam, rahmetim boldur . Rahmet etrafında dönüp.dolaşırım, herkese rahmet ederim ben! Senin kötü ahdine bakmam, mademki şimdi bana niyaz ediyorsun, keremimden sana ihsan eder, muradını veririm” der .
İki âlemde de Ahmed’in güzelliği gibi güzellik mi var? Allah nuru, ona yardım etmede .
Hâce Abdülhâlik Gucdüvâni
Hâce Yusuf-i Hemedânî'nin dördüncü ve son halifesidir. Hacegân büyüklerinin önderi ve bu silsilenin baş halkasıdır. Doğum ve ölüm yeri Buhara'nın Gucdüvân köyüdür.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.