Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamak için çok değişmeli, çok şeyleri kaybetmelidir. Bir göz komşusuna bakmaya başlamışsa artık uzakları göremezdi. Elleri komşunun bostanına, komşunun sürüsüne, otuna hayatına uzanıyordu. Ama yine de kimsenin eli kendi hırsına ulaşamıyordu. İhtirasları ellerinden uzun olmuştu.
Reklam
Tahta çıkışından kısa bir süre sonra şöyle dediği anlatılır: "Ben bu makam için hazırlanmadım. Çocukluğumdan beri vücutça rahatsız olduğumdan layıkıyla tahsil edemedim. Yaşım kemale erdi, dünyada bir emelim kalmadı. Biraderle hangimizin evvel gideceğimiz malum olmadığından bu makamı bekleyişte değildim. Fakat takdiri ilahi böyle teveccüh etti, bu ağır vazifeyi deruhte eyledim. Şaşmış bir haldeyim, bana dua ediniz."
176 syf.
·
Puan vermedi
BURAYI OKUYUN Bu kitabin tüm telif gelirleri yazar tarafından İstanbul Vakfının kız çocuklarının eğitimi için burs desteği sağladığı "Büyüt Hayallerini" projesine bağışlanmıştir. Doğarken kimi altın tepside,kimi de zalim bir ailenin içine doğar.Zeliha ile başlıyor hikayemiz,sevmek,masumluğunu kaybetmek olmamalı.Düğünde karşılaştığı
Fanusa Sıkışmış Hayatlar
Fanusa Sıkışmış HayatlarMurat Gürvardar · Yediveren Yayınları · 20235 okunma
Dede gibi görmüş geçirmiş bir ihtiyarı toprak çekse de, onun korkusu bürünmüstü. Dünyayı terk edip gitmek başka bir şeydi, yaşayıp hep bir yerde ocak yakmak ise bambaşka.
Ankara'da her dua edilen, her mevlüt okunan evde mutlaka ve mutlaka o son satır bu şehri yoktan var eden lidere ve askerlerine ayrılıyor. Nesilden nesile bu sürüp gidiyor. İstanbul'a da gelse bir Ankaralı aile, eğer dua için hoca arıyorsa, birinci soru budur: ''Atatürk ve silah arkadaşlarına da dua ediyor musunuz ? Etmiyorsa o kişinin duasını dinlemeyiz.
Reklam
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Orhan pamuk kitaplarını neden sevdiğimi şimdi bu kitabı okurken çok daha iyi anladım. Yazarın yazım tekniği çok akıcı. Düşünce ve ruhsal tahlillerini kendine yakın buluyorum. Kar dışındaki bütün kitaplarını okudum ve gerek kara kitap gerek benim adım kırmızı ve asla unutamadığım aile yapıma benzettiğim bozacı mevlüt hikayesi. Tarihi romanlar okumak, teknik ve akademik terimler içeren tarih kitaplarının sıkıcı gelmesinden dolayı zor oluyor. Edebi tarih kitapları okumak en sevdiğim, üzerine hülyalara daldığım bir tür. Geçmiş zamanın günlük yaşantılarını zihnimde canlandırmayı seviyorum. Orhan pamuk bunu iyi yapıyor. Bu kitaptan çok şey ögrendim, tarih bilgimi tazeledim. + Yakın zamanda söyleşisine katıldığım #ayfertunç hanım benzer bir cümle kurmuştu tarih ve edebiyatla ilgili. " Tarihi en iyi tarihî romanlardan öğrendim " demişti.
Manzaradan Parçalar
Manzaradan ParçalarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 2017611 okunma
“Kafamda bir tuhaflık var,” dedi Mevlut. “Ne yapsam âlemde yapayalnız hissediyorum kendimi..”
Gerekli dua ve ayetleri unutmasına rağmen yirmi beş yıl köpekler Mevlut'u hiç korkutmamışlardı. Ama şu son iki yılda Mevlut onlardan yeniden korkmaya başlamıştı. Onlar da bunu fark ediyor, Mevlut'a havlıyor, onu sıkıştırıyorlardı. Acaba ne yapmalıydı? "MESELE DUA, AYET DEĞİL, NİYETTİR" dedi Efendi Hazretleri. "Bozacı, sen son zamanlarda milletin rahatını kaçıracak bir şey yaptın mı?" "Yapmadım," dedi Mevlut. Elektrik tahsil işine bulaştığını söylemedi. "Belki yapmışsındır da farkında değilsindir," dedi Efendi Hazretleri. "Köpekler bizden olmayanı sezer, anlar. Onlarda bu haslet Allah vergisidir. Bu yüzden Avrupalıları taklit etmek isteyenler köpeklerden korkar. Osmanlı'nın belkemiği Yeniçerileri katlederek Batılılar'a bizi ezdiren II. Mahmut İstanbul'un köpeklerini de katletmiş, öldüremediklerini Hayırsızada'ya sürgün etmişti. İstanbullular aralarında dilekçe imzalayıp köpeklerini sokaklara geri istediler. Mütareke yıllarında İstanbul işgal altındayken, İngilizler Fransızlar rahat etsin diye köpekler gene katledildi. İstanbul'un güzel halkı köpeklerini gene geri istedi. Bütün bu tecrübeyle artık köpekler kim kendilerine dost, kim düşman, derinden sezerler."
Sayfa 369 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Şehrin sokaklarında geceleri gezmek Mevlut'a kendi kafasının içinde geziniyormuş duygusu veriyordu. Bu yüzden duvarlarla, reklamlarla, gölgelerle, karanlıkta seçemediği tuhaf ve esrarlı şeylerle konuşmak kendi kendine konuşmak gibi geliyordu ona.
Sayfa 462Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.