Dünya klasikleri denilince ilk akla gelen romanlardan birisi olması ve Tolstoy’un en ünlü eseri olması sebebiyle yıllardır ertelediğim bu romanı bugün bitirdim.
Açıkçası 1800 küsur sayfa anlatılanlar beklediğim gibi değildi açıkçası. Çünkü roman biraz Rusya-Fransa savaşı etrafında dönen ve karakterlerin bol ve iç dünyalarına giremediğimiz, hele çözemediğim askeri hiyerarşi düzenini ve bunun getirdiği karışıklıklar bana hiç iyi izlenimler bırakmadı. Romanın son sayfalarında Tolstoy’un özgürlük-zorunluluk, tarihçilerin geçmişi yazma metodları hakkındaki felsefik söyleşi kesinlikle kitapla ilgili değillermiş gibi durmaktadır. Felsefe söyleşisi tadında cümlelerinde de bir o kadar başarılı bulmuşumdur.