Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Serin

Gökçe Efe orada yunanlılara karşı silahlı mukavemeti yapan ilk adamdır.
Reklam
Anlattıklarına göre Fahreddin Paşa, Hz. Muhammed'in kabrine gitmiş, kılıcı, sade ona ait olduğuna inandığı için ayak ucuna bıraktıktan sonra orada bayılmıştı.
Türkler her türlü haksızlığı, hatta fenalığı affedebilir, fakat onurlarına dokunulduğu zaman mesele bütün bütün değişir.
Sayfa 20

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1453 yılına kadar Osmanlı hanedanı aslında sadece eşitler arasında birinci idi. Osman ve oğullarının mutlak bir hakimiyeti söz konusu değildi. Gücü kendileriyle birlikte hareket eden akıncı aileleri ile paylaşmaktaydılar ve bunlar silah arkadaşlarıydı. Orta Asya toplulukları bunlara nöker demiştir. Kurumsal altyapının eksikliği ve nökerlerin sürekli kontrol altında tutulması zorunluluğu ilk dönem Osmanlı beylerinin hep at üstünde olması sonucunu getirmiştir; bunların tüm fetihlere katılması fethedilen toprakların nökerlerin eline geçmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Fatih Sultan'ın sadrazam çandarliyi idam ettirmesinin temelinde merkezi otoriteyi saglamlastirmaya yönelik bu politika yer almaktadır.
İyi bir ilişki kişiyi bağımlı kılmaz ve kişi o ilişki olmadan da varlığını ve özgürlüğünü korumaya devam edebilir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Yaşamayı sürdürme isteği, paranın kararsızlığından daha güçlü çıkmıştı. Bu para kargaşasının ortasında, günlük yaşayışta hemen hemen hiç bir değişme olmadı. Bireylerin hayatında pek çok şey değişti. Bankalara ve devlet tahvillerine yatırdıkları paralar eriyip gidince zenginler yoksul düştü. Ama bireylerin alınyazısına boş veren çark, değişmez temposuyla döndü ve hiçbir şey durmadı. Hele eğlence yerleri, barlar ve tiyatrolar dolup taştı. Çünkü hiç beklenmeyen bir şeyin olabilmesi, bir zamanların en sağlam şeyi sanılan paranın her gün değerini yitirmesi, yaşamanın gerçek değeri olan çalışmak, sevişmek, dostluk, sanat ve doğayı insanlara daha çok sevdirdi. Avusturya'da o kargaşa yıllarında (1. dünya savaşı sonrası dönem) olduğu kadar hiçbir zaman sanatı böylesine sevmiş değildik; çünkü paranın kalleşliğini iyice sezmiş, içdünyamızdaki ölümsüzlükten başka her şeyin gelip geçici olduğunu anlamıştık.
Sayfa 231 - Can YayınlarıKitabı okudu