Minik, sıcacık bir çocuk öyküsü ama yediden yetmişe herkesin okuyabileceği bir kitap. Her bir cümlesi birer öğreti niteliğinde. Kahramanlar birer sembolden ibaret. Mesela çocuk yuvasını arayan bir yolcu. Beni en çok etkileyen sözlerden biri de “Yuva her zaman bir yer olmak zorunda değil, değil mi?” oldu. Köstebek yalnızlığı, at cesareti, tilki ise güvensizliği temsil ediyor. Çoğumuz her gün yüzlerimize maskelerimizi takıp hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, duygularımızı dışa vuramıyoruz ya da vurmakta çekiniyoruz. İşte bu öykü tam da burada durup düşündürten tarzda bir öğreti. Her bir karakterde kendinizi biraz biraz bulabileceğiniz efsane bir eser ♡
"Başka bir öğüdün var mı?" diye sordu çocuk.
"Ne kadar değerli olduğunu, sana nasıl davranıldığıyla ölçme," dedi at.
"Şunu hep hatırla değerlisin, önemlisin, seviliyorsun ve bu dünyaya başka kimsenin katamayacağı bir şey katıyorsun."
"Yüreğimiz acıdığında ne yapıyoruz?" dedi çocuk.
"Arkadaşlıkla, ortak gözyaşlarıyla ve zamanla sarıp sarmalıyoruz, mutlu ve umutlu uyanana kadar da bekliyoruz."