İlk okuyuşum lisede olmuştu. Üniversitede tekrar ödev-sınav için okumuştum. Benim için o kadar özel bir kitap ki, tıpkı bu gece olduğu gibi ansızın aklıma düştüğü zamanlar oluyor. Özgürlük, öğrenmek ve sevgi çok güzel bir hikayede bütünleşmiş. Durmadan özlüyorum bu öyküyü..
Küçük umutlara ve hayallere tutunmuş, tarlada veya türlü zorlu işlerde çalışan karakterleri okumayı gerçekten çok seviyorum. İşçilere gerçekten büyük bir önem ve değer veriyorum. Bunun üzerine yazılmış kitaplar da beni çok etkiliyor. Bu kitapta da çiftlik ırgatlığı yapan iki arkadaşın ümit ve hayallerle dolu yolu anlatılıyor. Okurken istemeden George'u keloğlandaki huysuz'a, Lennie'yi uzun'a benzettim :D Lennie beni o kadar üzdü ki okurken mahvoldum... Yazar hayal kurmanın önemini bize çok güzel bir şekilde anlatmış. Bizi var eden şey belki de hayallerimiz ve umutlarımızdır. Onlar olmasa hayat çekinilmez ve bomboş gelir. "O kadar çok anlattırdı ki, ben de belki bir gün gerçekleştiririz hayalimizi diye umut etmeye başladım." sözü beni parçalayan kısım oldu. O son hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak ve herkese önereceğim bir kitap olacak..