Hiç kuşkusuz kendi kuşağında moda olan düşüncelerin etkisiyle,o zamana dek cinselliğin olumlu bir güç;paylaşılan hazzın masum yollarından insanlar arasındaki dirlik ve düzeni arttıran bir birlik kaynağı olduğunu düşünüyordu. Şimdiyse cinselliği, gitgide daha sık olarak, egemenlik kurmak, rakibi saf dışı bırakmak ve yalnızca genlerin olabildiğince çok yayılmasını sağlamak amacıyla rastgele çiftleşip durmak için verilen bir mücadele ,hoyrat bir kavga olarak görüyordu. Her çatışmanın,her kıyımın, her acının kaynağı olarak görüyordu onu.
Michel Houellebecq
Zaman zaman yol kenarında durup bir sigara içiyorum, biraz ağlıyorum ve tekrar yola koyuluyorum. Ölmek isterdim. Ama "aşılacak bir yol var ve onu aşmak gerek".
"Dikkat. Patlayıcı madde”.
insan gitgide dağların derinliklerine gömülüyor.
Ne kadar çelişkili görünürse görünsün,
aşılacak bir yol vardır ve bunu aşmak gerekir,
ama yolcu yoktur. İşler görülmüştür,
ama işi gören yoktur.
Bir 26 Mayıs günü klinikten çıktım; güneşi, sıcağı, sokaklardaki özgürlük havasını hatırlıyorum. Dayanılmazdı.
sadece aşk eksikti onlarda.
Psikoloğun görevi
"Bu rol bana düşmez. Psikolog olarak benim rolüm, genç kadınlarla yeniden normal ilişkiler kurabilmeniz için, sizi yeniden karşı cinsi çekmeye girişecek hale getirmektir.”
"Benimle sevişmeyi kabul eder miydiniz?”
Rahatsız oldu, galiba biraz kızardı da. Kırk yaşındaydı, sıska ve oldukça yıpranmıştı.
Önce hiçbir şey söylemedi, ardından birkaç saniye düşündükten sonra sordu:
"En son ne zaman cinsel ilişkide bulundunuz?”
"iki yıldan biraz fazla oldu.”
Çağdaş zihniyeti tek bir sözcükle özetlememiz gerekseydi, ben hiç kuşkusuz şunu seçerdim: Burukluk.”
bizler hiç görülmemiş anlar yaşamaktayız.
bizler hepimiz yaşlılığa ve ölüme boyun eğmişiz.
“Her şeyi birbirine karıştırıyorsunuz.
Yaşamak ve başka bir şey olmadığına inanmak gerçekten mümkün mü?