Kemal Fevzi Kürt milletinin nadir olarak yetiştirdiği heyecanli bir Kürt vatanseveri idi. Aslen hizan kazasından olup Bitliste oturan muhterem bir aile çocuğudur.Mektebi harbiye tahsilini ikmâl ederek zabit çıkmış balkan harbinde aldığı yaradan sakatlanarak emekli olmuştu.Çok kuvvetli bir kalem sahibi olan Kemal Fevzi Hevi cemiyetinin çıkardığı JIN ve ROJI KURD mecmualarında ateşli yazılarla Kürt milletinin arzu ve elemlerine tercüman oluyordu. Jin yevmi gazete şeklinde çıkmaya başlayınca yazdığı baş makaleler kürtlerin hukukunu müdafaada mantığa dayanan heyecanın ateşli birer numuneleridir.1925 Isyani ile ne uzaktan ne de yakından hiçbir alakası olmadığı halde ruhunda ve kaleminde yaşayan büyük mukaddes milli ateşin tehlikesini anlamış olan Türk hükümeti kendisini zülmen astı.Kemal Fevzi milleti uğrunda hiçbir fedakarlıktan ve hizmetten kaçmaz cesur, hamiyetli bir şahsiyetti. Kürt gençlerinin ibret ve hürmetle hatıralarında yaşatmalari lazım gelen bu fedekar büyük zat kendilerine numune olmalıdır.
Alman filozof Heidegger'in dil hakkında derin ve manalı bir sözü vardır: “Dil insanın evidir.” Her millet dilini kendi ihtiyaçlarına; kültür, medeniyet seviyesine, zevkine göre oluşturur. Dil tıpkı bir ev gibi bir milletin duygu, düşünce ve hayatının barınağı, korunağıdır. İnsan, barınak ve korunağını kaybederse hatta bizim gibi kendi eliyle yıkarsa korumasız kalır, zayıflar, yok olur can dostum! Nitekim tarih göstermiştir ki, bir milletin kurmuş olduğu devlet yıkılabilir, oturduğu vatan elinden alınabilir, fakat eğer dili yaşıyorsa o millet dağılmamıştır, kaybolmamıştır, ayaktadır. Zira dil, fertlerin “milli şuuru, milli hafızası'dır. Hafızasını, meşruluğunu kaybetmiş bir insan evinde, çocuklarının arasında da olsa, manen ölmüş demektir. Ferdi yaşatan kendi şuuru olduğu gibi, milleti ayakta tutan da milli şuuru demek olan milli dildir. O yüzden milletin bütünlüğü üzerine titreyenler milli dil üzerine de titrerler.
Reklam
Atatürk yeni kelimeler için şöyle derdi: "Onları ortaya atmak lazımdır. Milli zevkimiz hangisinden hoşlanır ve kullanırsa, o zaman lügatimize koyalım."
Sayfa 302Kitabı okudu
Vatanî ahlâkın yüksek olması millî tesanüdün temelidir. Çünkü, vatan, üstünde oturduğumuz toprak demek değildir. Vatan, millî hars dediğimiz şeydir ki üstünde oturduğumuz toprak onun, ancak zarfından ibarettir. Ve ona zarf olduğu içindir ki mukaddestir.
Manda altındaki bir memlekete yeni bir azınlık sokmak hususunda en maksatlı, en aykırı ve en mühim teşebbüs İngiliz Hükümeti ‘nin Filistin’de Yahudiler için “milli bir vatan” kurma işini üstlenmesiydi.
TARİH MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü HER KONUDA HAKLI ÇIKARTIYOR İrfan ordularını Köy Enstitüleri ile kurdu. O damarı din düzeyine düşürülmüş eğitim ve öğretim ile kestiler. İmam hatip okulları siyasetin arka bahçesi oldu. Bugün devlet bu liyakat yoksunu terbiye ile doldu. Cumhuriyet devrimlerinin en önemli ilkelerinden birisi laiklik
Reklam
"Milletin bölünmez bütünlüğü"nün garanti altına alınması, bu yüksek kültürün ihyası, nesilden nesile zenginleşerek aktarılmasıyla gerçekleşir. Devletin ve millî eğitimin asıl görevi budur.
Sayfa 190Kitabı okudu
Topal osman
Milli Mücadele'nin başından itibaren Mustafa Kemal'e destek veren Topal Osman, Erzurum Kongresi'nde Paşa'ya muhalefet edenleri susturmak için şiddete başvurarak ileride yapacaklarının ilk işaretini vermiş gibidir. Ölümle tehdit ettiği Dr. Ali Naci Duyduk ve mühendis İbrahim Hamdi Elgen isimli iki hemşerisi yurtdışına kaçmasaydı, başlarına neler geleceğini tahmin etmek pek de zor değildir.
Tarihin her zaman ve mutlaka, doğruyu söylediği iddia olunamaz. Tam tersine, geçmişe ait bilgilerimiz, güvenilmez ya da şüpheli kanıtlarla ve ön yargılı yazarların eserlerine dayandırılmış, dini inançlar ve milli duygularla çarpıtılmış olabileceği gibi, çok kez eksiktir de. Genelde tarih bilgisinin sırf geçmişin bir yansıması olmadığı, her zaman öznel ve ideolojik unsurlar taşıdığı artık kabul edilmektedir.
Sayfa 61
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.