Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Âfase

Âfase
@milliokuyucuu
Kendi halinde, iş ve aile hayatı dışında kalan zamanını kitap okumaya ayıran biri. İnstagram: milliokuyucu
Kendine İşçi
Lisans
Ankara
1991
55 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Ve üç kişi ahşap kapıdan ansızın içeri girdi. Herkes kapıya odaklanmıştı; Görmedim, duymadım, bilmiyorum.
Reklam
Zihin zehirlendiyse ilacı kitaplardır.
İnsan, merhamet ve vicdan sahibiyse insandır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Paraşütçü devam...
Kulübeye uzun zamandır kimsenin gelmediği etraftaki örümcek ağlarından anlaşılıyordu. Gerçi zifiri karanlık tek odalı bu yerde doğru düzgün önümü bile göremiyordum. Yine de dolunay sayesinde az da olsa içeri sızan ışık hüzmelerinden faydalanmaya çalışıyordum. Gözlerim karanlığa iyice alıştıktan sonra ağır hareketlerle eşyaları kontrol etmeye
İnciler dök, gel yoluna. Sırmalar diz sağ-soluna! Fırtınalar dursun yana, Selam Türk’ün Bayrağına! Heyran Türk’ün Bayrağına! Ahmet Cevad Ahundzade
Reklam
"Birey, tek başına bir şey ifade etmez. Herkes malı, unvanı, makamı, şöhreti, ailesi, dostları, aklı ve gücü ile var olur, değer kazanır. Bir idareciyi ayakta tutan ise onun yardımcılarıdır. Deniz, dalgalarıyla deniz, hükümdar, yardımcılarıyla hükümdar olur." Beydeba
Kitap incelemelerim
İncelemelerimi kısa tutuyorum, ana konudan birkaç cümle ile kitaptan bahsediyorum. Henüz kitabı okumamış olanların da kitaptan keyif almaları için derinlere inmiyorum. Herkese iyi okumalar.
Papatyayı incitmeden seviyor sevmiyor yapsak.
Paraşütçü
Manzara harikaydı, tüm ekipmanımla uçurumun kenarında atlamak için nefesimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Cebimdeki bitter çikolatanın yarısını iki ısırıkta ağzıma attım ve kalanını cebime geri koydum. Çikolata tadında 3'ten geriye doğru saydım ve kendimi aşağıya bıraktım. Sanki ruhum bedenimden ayrılmışçasına boşluğa doğru düşüyordum. Biraz
Bedende can olmadıktan sonra Canan olsa ne fayda.
Reklam
Ömür bu; bugün var bir gün yok.
Yaz
Adana sıcağında güneşin altında kan ter içindeyim. Üzerimde annemin naylon leğende (deşt) elleriyle yıkadığı ardından güneşin rengini soldurarak kuruttuğu sarı t-shirt, altımda ise yine siyahtan griye dönen şalvarım ayaklarımda da kara lastik ayakkabılarımla arkadaşlarla bir topun peşinden koşuyorum. Öyle sıcak ki hava koşuşturmalarımıza yerden kalkan tozlar da eşlik ediyor. Oyun bitiminde köy çeşmesine kadar yarışıyoruz tabi ki son gücümüzle nefes nefese... Kana kana buz gibi akan suyu içiyoruz. Artık güneş kızıllaşmaya batmaya başladığı esnada herkes evlere dağılıyor. Kurt gibi acıkmış şekilde kurulan sofraya oturuyorum. Biraz annemden fırça yiyorum ama olsun...
1 Annem'e
İlk baharın başlangıcı, ağaçların tomurcuklanıp çiçek açtığı, etrafa yayılan taze çiçek kokularının en güzel sabahıyla... Erken bir saatte uyanmış henüz o kış soğunu üzerinden atamayan evi ısıtmak için hazırladığı kovayı sobaya yerleştiriyordu. Salonda pencere kenarındaki demir karyolada, döşek yatakta yatıyor uyuklayan göz ucumla kibrit kutusunun o mistik sesi ve alevlenen ucundan yükselen dumanın odaya yayılan kokusuyla kendime geliyordum. Çıra tutuşmuş çam pürü ve kozalakla beslenmiş odunlar yavaş yavaş yanmaya odayı ısıtmaya başlıyordu.
2
Isınan sobanın üzerine birşeyler katılıyor kahvaltı için hazır hale gelmesi bekleniyor, fırın bölümüne ekmekler bırakılıyor yanmaması için sobanın kapakları belli bir açıklıkta bırakılıyordu. Artık yataktan kalkmanın vakti gelmişti. El ve yüz yıkayıp mutfağa yardım edilecek birşey var mı diye bir göz attım işte o esnada gördüklerim;
3
Ellerini sıklıkla yıkadığı için soğuk sudan dolayı kızarmış bir yandan tezgahta doğranan sebzeler bir yandan tüp ocak üzerinde kavrulan çemenli yumurtalar, kokusu mutfağı sarmıştı.
4
Başında anadolu usulü bağlamasıyla yazması, üzerinde bulüzü ve şalvarıyla hızlı hızlı hareket ediyor bir yandan da beni fırındaki ekmekleri çevir yanmasın diye uyarıyordu. Hızlıca salona geçtim, sobanın fırınını açarak ekmekleri kontrol ettim ve çevirdim ardından tekrar mutfağa geçtim.
Reklam
5
Onu izlerken görüyordum, bizi dünyaya getiren kadın, ANNEM yaşlanıyordu. Yazmasının kenarından görünen saçlarına çoktan aklar düşmüş, yüzünde oluşan kırışıklar ve gözlerini kısarak bakışları daha belirgin hale getiriyordu. Ben ise hala onun gözünde belki yeni doğmuş bir bebektim, ilk gündüm.
𐰇𐰓:𐱅𐰭𐰼𐰃:𐰖𐰽𐰺:𐰚𐰃𐰾𐰃:𐰆𐰍𐰞𐰃:𐰸𐰆𐰯:𐰇𐰠𐰏𐰠𐰃:𐱅𐰇𐰼𐰇𐰢𐰾 Öd tengri aysar, kişi oglı kop ölgeli törimiş Zamanı tanrı yaşar insanoğlu hep ölmek için yaratılmış
Pîr-i Türkistan (Hoca Ahmed Yesevî)
Oğuz beyi esmer olur, Bir güzele kısmet olur, Kısmetiyle yaşayınca, Her dem ona kutlu olur.
Güneş
Sabahın erken saatlerinde uyanmıştım. Güneş henüz kendini yeni gösteriyor, parlaklığı gece yağmış olan yağmur tanelerinin pencerede bıraktığı izlerin arasından odama sızıyordu. Göz kapaklarımı ovalayarak henüz uyku sersemi olan bedenimi uyandırmaya çalışıyordum...
Sarıkamış
Vatan Türk'ün toprağını Korumaktı ilk amacım Süngü taktım ilerledim Gece gündüz hiç bilmedim Karlar yağdı benek benek Sırtım da yoktu bir yelek Ayaklarım buz kesildi Pes etmedim dondu yürek Kurşunlar sıcak sıcak Bedenimde izler açtı Kar beyazı al al oldu Şehit düştüm burktu yürek Karlı dağlar aştım vardım Düşmanla çarpıştım öldüm Allah'u ekber dağlarından Selam olsun Cananıma Esir düştüm hiç korkmadım Kuru ekmeğe muhtaç kaldım Ne zulümler ne işkenceler Hiçbirine de yılmadım... F.Altunsoy
Reklam
Düşmanlar sarsa dört bir yanımı, Korku saldı sanma yağız gözüme, El birlik olup silah atıp düşmana, Bu VATAN'ı bırakmam birkaç çakala. Şehitlik yazılmışsa da alnıma, Şanlı bayrağımı alıp göğsüme, Siper olurum ben kör kurşunlara, Anam, babam, yârim ağlamasın ardımdan. F.Altunsoy