Şuurun lambaları sönük. Şiirin alaca karanlığındayım.
İletişim Yayınları
...Lamiam,
....
Kelimeler yalnız senden bahsettikleri zaman, yalnız sana hitap ettikleri zaman munis ve dilber.
Sayfa 50 - İletişim Yayınları
Kelimeler benim ülkem. Kelimeler içine gönlümü doldurduğum birer kadeh. Kelimeler benim kölemdiler. Ama onlar da kıskanç.
Sayfa 49
Okur Takip Önerileri
Hangi kelime sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse.
Sayfa 30 - İletişim Yayınları
Asırlara değil, sana seslenmek istiyorum. Şöhretten, ebediyetten bana ne? İstiyorum ki, bütün yazdıklarımı ve bütün yazacaklarımı yalnız sen okuyasın.
Sayfa 28 - İletişim Yayınları
cesur ve onurlu diyecekler
hâlbuki suskun ve kederliyim
Sayfa 223
varsın zindanların uğultusu vursun kulaklarımıza
yaşamak
bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki.
Sayfa 131
Yıkılma Sakın
Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazıları tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.
Sayfa 129
Evet, İsyan
başım çılgınca sarsılan dallarla uğraşıyor
durup dineliyorum bütün taframla
bütün taframla, bütün yumruklarım, bütün
hantal yüreklerin olduğu orda.
Sayfa 97
Adnî(Bosna Fatihi Mahmud Paşa)
Âh eyledikçe cûşa gelir gözlerim yaşı
Deryâ temevvüc etmeğe elbet hava gerek.
"Acı bir nefes halinde çıkan âhlarım daima gözyaşlarımı coşturuyor. Denizler de öyle değil midir? Dalgaların coşkun bir hâl alması için elbette rüzgâra ihtiyaç vardır."
Adlî ( İkinci Sultan Bayezid)
Şâdi-i merk-i adûdan cismim etti cânı terk
Müddet-i ömrümde bir şâd oldum ol da şâd-ı merk
"Düşmanın ölüm haberini duyunca öyle neş'elendim ki, âdeta sevincimden öldüm. Şu garip tecelliye bakınız, bütün ömrümce bir defa sevindim, o da bir ölüm yüzünden ve öldürücü bir sevinç."
Sönmez Neşriyat
Tûtiyi güftârıdır iden giriftâr-ı kafes
"Papağanı kafese hapsetttiren hep o konuşma mârifeti, daha doğrusu gevezeliğidir. İnsanın başına da ne gelirse dâimâ dili yüzünden gelir."
Sönmez Neşriyat
bakî'ye gazel
Bir yerde vahim bir yanlış yapılmıştır
ne yadsımaya dilim varır
ne düzeltmeye gücüm yeter
meyyus bir papağan gibi tenhada bırakılmış
harıl harıl
içimdeki bozgunla söyleşirim
...
serviler boşalır boşluklardan
bir mehtap karanlığına
gazelhanlar susmuş çalgıcılar perişan
bir ben ki sabahlara kadar böyle
münzevi bir kanunla söyleşirim.
ne şair kalmış ülkede ne şiir
divanlar unutulmuş
mesneviler parça parça
ey şairlerin sultanı ey bakî
inanılmaz kafiyeler düşürüp yıldızlardan
(mef’ûlü mefâilü)
ruhunla söyleşirim
Bâkî'ye Gazel / Atilla İlhan
nasıl öğretmen olalım, böyle öğretmen olalım:
"öğrencilerim tamamen bana güvenirler, beni doğruluğun ve adaletin timsali görürler. sınıfta kalanlar bile beni aceleci, kararsız ya da insafsız olarak görmezler. öğrencilerimden biri beni hiçbir zaman arkadaşına, bölüm başkanına veya bana şikayet etmemiştir. aralarında benim hakkımda söyledikleri tek şey, 'doktor musa iltimas geçmeyen, kimseyi kandırmayan, adaletli ve insaflı davranan birisidir' ifadeleridir."
mihail nuayme | kalk son gününe veda et