Bu noktada Dostoyevski'nin şu sözüne kulak veriyorum: "Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap vermediğim herkes, kendini haklı zannetti."
Aşk; Allâh'u Teâlâ hazretlerinin "Ya Muhammed! Sen olmasan Cennet'i yaratmazdım. Sen olmasan Cehennem'i yaratmazdım. Sen olmasan dünyayı yaratmazdım!" ifadelerini anlamaktır. Aşk; "Habibim dediği; iki cihana sultan kıldığı, nev-i beşerin en üstünü Hz. Muhammed (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)`'e Rabbi tarafından bahşedilen ve yaradılışın özüne işlenen cevherin adıdır! Aşk; Rabb ile kul arasındaki bağın en zirve noktasıdır! Mirac gecesi, Sidret-ül Müntehâ'da, kutlu yol arkadaşından ayrılan Cebrail (Aleyhisselam) `ın "Bir adım daha atarsam, yanarım" dediği nur makamının adıdır aşk!
Reklam
insanlar hakkında hüküm vermeden önce, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “kalbini yarıp baktın mı?” hadisini unutmayınız.
uğradığın hayal kırıklığı canına batınca anlıyorsun güvenmemen gereken bir insana güvendiğini
Ben işte miraç gecelerinde Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Reklam
Keşke bazı insanlar ilk tanıdığımız gibi kalsaydı ya da bazı insanları hiç tanımamış olsaydık.
Reklam
Sen benim iliklerime kadar acıyı bana hissettirendin, ben seni nasıl unutabilirdim?
Bir kadına vereceğin güven, ona sevdiğini söylemeden daha büyük bir rol oynar.
En kötüsü de hiçbir zaman kıskanmayacaksın beni. Kıskanmadığınız insanı sevmiş sayılmazsınız.