yapraklara serilmiş yirmi beş franklık yıldızlar bir mısra yeter geceleyin bir tren gibi pırıl pırıl
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek.
Reklam
Kelam, Bütünüyle Haysiyettir
Mısra "haysiyeti oluyor, cümle "haysiyet"sizliği. Oysa kelâm bütünüyle haysiyettir. Bugünkü “düz yazı"nın ne edebiyatla münasebeti var, ne haysiyetle: bed, cıvık, yüzsüz. Kelimeler, ibarenin içinde, tımarhaneden fırlayan akıl hastaları gibi koşuyor. Hepsinin sırtında aynı urba, bakışlarında aynı mânâsızlık. Nesir yok artık.
Sayfa 85 - İletişim yayınlarıKitabı okuyor
YAKLAŞ güzelim durma, sokul yânıma gel Tenden çıkarak ruha karış, cânıma gel Yazdım, yaşadım bak seni mısrâ mısrâ Baştanbaşa aşk ol şiiristânıma gel.
Genç bayraklar vardır, Barış düşünür, Kuyularda işçi, mavilikleri. Ben hepsini düşünürüm, Yirmidört saat Ve seni düşünürüm, Karanlık, hırslı... Seni, cihanların aziz meyvası. İlân-ı aşk makamından bir mısra, Yeşerip, kımıldar içimde, Düşer aklıma gözlerin...
Yazmak öyle kolay mı sandın !
Sanatçıların kelimeye, üsluba, şekle, sanata verdikleri önemi gördükçe, o her biri birer elmas gibi işlenmiş, iki mısra için günlerce çalışılmış güzelliklerle yakınlık kurdukça yapmak istedigi şeyin ne güç olduğunu anlıyordu. Eser pek ağır ilerliyordu. Haftalarca okuduktan, inceledikten,düşündükten sonra ancak yirmi kadar mısra vücuda getirebiliyordu.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.