Yüz ifademi inceleyip, "Durma," dedi. "Sor."
Kelimeler boğazımda düğümlendi, bir araya getiremedim. "Gidiyorsun, değil mi?"
Net bir şekilde, "Hayır," dedi.
Midemde umut kelebekleri uçuştu ama emin olmadan heyecanlanmaktan da korkuyordum. "Yarın mı gitmiyorsun yoksa bir süreliğine mi gitmiyorsun?"
"Sen beni kapının önüne koyana kadar gitmiyorum."