Duygusal Akış
Tüm duygular duygusal enerjiden oluşur. Duygusal enerji dalgalar halinde hareket eder ve kendi doğal ritimlerine sahiptir. Bu enerjiye uyum sağlayabilmek ve onun içimizden akmasına izin verebilmek ideal duygusal durumumuzdur. Bunun yerine, içimizde belirli duygular ortaya çıktığında veya oluştuğunda, bize bunları bastırmamız veya harekete geçmemiz öğretilir.Dalganın ortasında okyanusa baraj kurduğunuzu hayal edin. Enerji birikimi müthiş olacak ve yaratabileceğimiz her türlü barajı yıkmaya başlayacak.Eğer kendi duygularımıza engel olursak, onlar da zorlu hale gelir. Öfkesinden korkan ya da başka nedenlerle öfkesini hissetmemeye şartlananlar için bu enerji nereye gidiyor? Açıkçası vücutta kalır ve hasara neden olur. En yaygın olanı, kişinin bilinçsizce biriken enerjiyi kendine karşı çevirdiği depresyondur. Hastalık bir başka açık yan üründür. Patlamak ya da başka yollarla öfkeyi dışa vurmak başka bir şeydir. Bir şeyin patlaması gerekmeden bu enerjiyi ancak belli bir süre önce engelleyebiliriz. Her iki senaryoda da bu bize ve onlara neden olur.
Düşünce dualitesine farklı bir bakış..
Işığa bağlanmak kadar önemli olan karanlıktan kaçmamak da aynı derecede önemlidir.Biz geliştikçe karanlık kaybolmaz; içimizdeki karanlığı fark etme konusunda daha becerikli hale geliyoruz ve bu karanlığı daha çok kabulleniyoruz, bu da onu bütünleştirmemize ve ona zarar verme gücü vermemize olanak tanıyor. Karanlığa direnmek onun gücünü artırır. Mesela kötü bir düşüncem var. Kötü düşüncelere sahip olmaktan hoşlanmıyorum çünkü bunlar kendime inandığım kişiye ters düşüyor. Eğer düşünceden kaçınırsam ya da o yokmuş gibi davranmaya çalışırsam (ki egom bunu yapmayı çok ister) ona enerji veririm. Daha sonra bilinçdışıma giriyor ve başkalarına yönelik projeksiyonları ve/veya kendim hakkındaki yargıları körüklüyor; motivasyonumu ve güvenimi zayıflatabilir veya depresyona neden olabilir. Bu düşünceyi fark edip kabul edersem, bunun insan deneyimimin bir parçası olduğunu fark edersem ve kendimi yine de sevebilirsem, o zaman düşüncenin olumsuz gücü azalır; esasen nötralize olur. Bu tür düşünceler ortadan kalkmayacak. Ve eğer onları yargılarsanız ya da suçlarını başkalarına yüklerseniz, onlara zararlı olma gücünü vermiş olursunuz. Bunun yerine, bu düşüncelerin insan deneyiminin bir parçası olduğunu ve gelmeye devam edeceğini anlarsanız, onları bulutlar gibi izleyebilir, onlara sevgi gönderebilir ve zarar vermemelerini isteyebilirsiniz. Bu onların hem bireysel hem de kolektif düzeyde bütünleşmelerini sağlar.
Reklam
Tamamlanmamış nihilizm; biçimleri: Tam ortasında yaşıyoruz. Değerlerimize tekrar değer kazandırmadan nihilizmden kurtulma çabaları: Aksini meydana getirir ve problemi daha duyarlı hale getirir. Kendi kendini uyuşturmanın yolları. Derinlerde: nereye gideceğini bilememek. Boşluk: Sarhoşlukla aşmaya çalışmak: Müzik olarak sarhoşluk; en asil şeylerin yok oluşundan trajik bir biçimde keyif alma acımasızlığıyla sarhoşluk; tek insanlar veya yaşlar (nefret olarak vs.) için körü körüne isteklilik olarak sarhoşluk.— Bilimin bir aracı olarak körü körüne çalışma girişimi: Gözlerimizi küçük keyiflere açmak, örneğin bügi arayışında (kendine karşı alçakgönüllülük); kendisi hakkında genelleştirme karşısında boyun eğme, acuna duygusu; mistisizm, sonsuz boşluğun şehvetli zevki; “kendi hayrı için” sanat (“le /ait”) ve kendinden iğrenmenin uyuşturucu aşamalan olarak “salt bügi”; sürekli işin veya bazı aptal küçük fanatizmlerin bir türü; tüm yöntemlerin bir kanşımı; hastalığın genel ölçüsüzlüğe ait oluşu (sefahat keyfi öldürür).
özgür düşünce artık mistisizm değildir. insanoğlunun özündeki sevgidir.
Bi fikir…
Şiirsiz mistisizm kör inançtır, diye devam etti, mistisizmsiz şiir de düz yazı…
Aranılan yayın bulunamamıştırKitabı okuyor
Düșüncelerin değișimi; edebiyat, sanat ve felsefe alanlarında daha da hızlı tecrübe edilir. Romantizm, natüralizm, mistisizm gibi akımlar birbiri ardına ortaya gikip tarihe karışırken bir gün önce alkışlanan bir sanatçı yahut yazar, ertesi gün șiddetle hor görülür.
Sayfa 119
Reklam
TERÖR ve MİSTİSİZM...
- " (...) En eski Çin efsanesi zihnini kapladı; "insanlar yeryüzünün böcekleridir!" Tedhişçiliğin bir mistisizm hâline gelmesi gerekiyordu. Önce yalnızlık..."
Sayfa 129 - 8.Levha, Ruhî Çizgiler -Terörist- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Mistisizm, büyücülük, batıl inançlar, ortaçağdakileri andıran tarikatlar ve yıldız falları, özellikle hızlı değişimler karşısında şaşkın ve kendisini yönetmekte güçlük çeken insanlar tarafından benimsenmekte.
Sayfa 25
Mantığa göre iki varoluş âlemi vardır: Bilenen ve bilinmeyen. Ve “bilinmeyen” , henüz bilinmeyen ama bir gün bilinecek olan anlamına gelir. Ancak mistisizm üç âlem olduğunu söyler: Bilinen, bilinmeyen ve bilinmez. Ve mistik açıdan “bilinmez” , asla bilinmeyecek anlamına gelir.
245 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Kendi incelemesi yeterli olmuş.
...üzerine söz söylemesi zor, " içine dalması" keyif verici kitaplardan. Estetik'le oyun'un, mizah'la felsefe'nin, tarih'le mistisizm'in edebi bir buluşması...
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185.4k okunma
Reklam
319 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 16 days
Madde ve Ruhlar Aleminde Bir Yolculuk
Peyami Safa yine mistisizm yüklü bir eser bırakmış ardında. Romanın özellikle son 40 sayfası benim diyen materyalisti bile düşünceye sevk edecek şekilde didaktik yorumlara sahip. Her şeyin bir dengeye sahip olması gerektiği, insanın ancak madde ve ruhun birleşimiyle bir şahsiyeti olabileceğine gerektiğine dair savlarını; işin ruhi ve mistik kısmına bana göre gereğinden fazla ehemmiyet verip muvazeneyi biraz saptırmış gibi geldi bana. Buna rağmen özellikle Ferit’in yaşadığı olaylar karşısında kendini içinde bulduğu ikilemler ve karakterlerin duygudurum tahlillerini kendimden de pay biçerek son derece başarılı buldum. Psikolojik roman arayanlar için kesinlikle önerilebilecek bir eser fakat yine de içinde yer alan mistik olayların sayısı ve şiddeti düşünüldüğünde romandan tez vakitte soğuyabilecek kişiler olduğunu da göz ardı etmemek gerek.
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177.6k okunma
Birey ve Toplum
Mistisizm, büyücülük, batıl inançlar, ortaçağdakileri andıran tarikatlar ve yıldız falları, özellikle hızlı değişimler karşısında şaşkın ve kendisini yönetmekte güçlük çeken insanlar tarafından benimsenmekte.
Hipiler ortadan kayboldu, ama sanata ve düşünceye yaptıkları etkilerin izleri günümüze dek süregeldi. İnsanlar doğal çevrenin korunması için daha etkin bir çaba göstermeye başladılar. Sürekli olarak geleceğe yönelik tasarımlar yapma yerine içinde bulunulan anı yaşamaya ve değerlendirmeye, düşüncenin yanı sıra duygulara, törensel ilişki biçimleri yerine içten geldiğince davranmaya, başarı kazanmak için sürekli didinmek yerine yakın insan ilişkilerine, ölçülülük yerine olabildiğince yoğun yaşantılara önem verildi. İnsanların başarı hırsıyla kişisel anıtlarını dikmeye uğraşacakları yerde, herkes için daha iyi bir yaşam yaratmaya katkıda bulunmaları gerektiği ve teknolojik gelişmenin insanı insanlıktan çıkarmaya başladığı görüşleri ortaya çıktı. Ama bu görüşlerin çoğu uygulamaya dönüşemedi. Öte yandan, gelişmiş toplumlarda küçümsenemeyecek sayıda bir diğer grup insan da hızlı değişmeye karşı direnerek vaktiyle terk edilmiş bazı değerleri ve inançları yeniden canlandırma çabasına girmiş durumda. Mistisizm, büyücülük, batıl inançlar, ortaçağdakileri andıran tarikatlar ve yıldız falları, özellikle hızlı değişimler karşısında şaşkın ve kendisini yönetmekte güçlük çeken insanlar tarafından benimsenmekte. Bu insanların bazıları o denli yönetilme ihtiyacındadır ki, yakın bir geçmişte bir tarikatın üyeleri, liderlerinin buyruğu üzerine toplu halde intihar etmeyi bile kabul edebilmişlerdi. Ama New York kentinin Grand Central tren istasyonunda para atılarak yıldız falı bakılan bir bilgisayar, teknoloji çağının getirdiği çelişkilere en çarpıcı örneklerden biri olsa gerek.
“Günümüzde kendinden bahsetmemek bile mistisizm olarak algılanıyor. Halbuki sadece her gün işe gidip gelen sıradan bir ofis çalışanıyım.Artık insanların kendilerini sergilediği bir dünyada yaşıyoruz.”
80 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
yakov aratov, moskova'nın ücra bir semtinde halasıyla birlikte izole bir yaşam sürmektedir. üniversitedeki eğitimini yarım bırakmıştır ve günlerini kitap okuyarak, mistisizmle ilgilenerek geçirmektedir. genç ve hoş bir adam olmasına rağmen kadınlara yaklaşmaktan özellikle imtina etmiştir. günün birinde arkadaşının ısrarı üzerine bir matineye katılır, burada klara miliç'le tanışır. genç kızın ruhsuz görüntüsünden, ahenkten yoksun bulduğu davranışlarından hiç hoşlanmaz ve hızla uzaklaşır. klara miliç'in gizemli ölümü yakov'u kendini sorgulamaya yöneltecektir. fakat insanın yaşarken -neredeyse- nefret duyduğu birine, ölümünden sonra aşık olması mümkün müdür? klara miliç, rus edebiyatının ustalarından turgenyev'in son eseridir. mistisizmle aşkı öyle etkileyici şekilde harmanlar ki; bu tesir kürk mantolu madonna'daki raif bey'e kadar ulaşır...
Klara Miliç
Klara MiliçIvan Turgenyev · Yapı Kredi Yayınları · 20192,597 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.