Kitapta en çok dikkat çeken ve defalarca üzerinde durulan mesele, eğitim ve öğretimin yalnızca ezbere dayalı bir bilgi yüklemesi olmasından ziyade, öğrencilere mantık çerçevesinde bilgilerin nasıl aktarılabileceğidir. Kitabı oluşturmak için toplanan yazıların tarihlerine baktığınızda —ki 1940, 1960 ve 1970 yıllarında yazıldığına şahit olacaksınız— eğitim ile ilgili hala aynı sorunun devam ettiğini dolayısıyla kitabın güncelliğini koruduğunu farkedeceksiniz.
Yalnızca eğitimcilere hitap etmemesi ile birlikte, bir şekilde eğitimin içinde yer alan herkesin okuması gereken bir kitap olduğu fikrindeyim.
Benim için ise, ikinci kez okunacak kitaplar listesinde olan bir kitaptır.