"Başlangıçta yolculuk vardı" der modern Yunan şairi George Seferis ve bunun neden Angelopoulos'un en sevdiği alıntı haline geldiğini anlarız. Büyük beğeni toplayan Kumpanya'nın (1975) ardından, durmaksızın yenilenen yolculuk hissiyatı filmlerini doldurur ve biçimlendirir - bu asla salt mekansal yer değişimi ya da coğrafik değişim değildir
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
Reklam
Modern insan vs Tarih öncesi insan
Vücudu bitkin düşmüştü ama onun yerinde sen olsan daha çok yorulurdun sevgili okuyucu (büyütüldüğün şartlar gereği). O, üç saat içinde en az bir öğün yemek yemeye alıştırılmamııştı. Bazen üç gün kadar aç kalıyor ve rahatsız edici bir açlık hissetmiyordu bile.
Sayfa 68 - Ugh-Lomi ve UyaKitabı okudu
Modern dünya bizden hızlı davranmamızı istiyor. Zihinsel zaman hızlanırken duyguların zamanı kendi yavaş ritmiyle ilerliyor. Görmezden gelinmiş, ihmal edilmiş, işlenmemiş duygular ise bir endişe nöbeti veya iç huzursuzluğu şeklinde bizi yokluyor.
“Luther'in, Augustinus'un doğrultusundaki sert kalıplar içerisinde düşünülen kaderin önceden saptanmışlığı öğretisine göre insanoğlu, her zaman Tanrı'nın tutsağı olarak kalırdı. İnsan iradesinin en küçük bir parçası için bile özgürlük söz konusu olamazdı; insanın her eylemi önceden Tanrı tarafından hazırlanırdı. Başka bir deyişle insanoğlunun iradesi, doğumundan başlayarak var olan bu günah örgüsünün içinden ne iyi işler yaparak ne de pişmanlık yoluyla kurtulabilirdi; bir insanı doğru yola sokmak, ancak Tanrı'nın isteğine ve buyruğuna bağlıydı. Modern bir anlayış, bunu şöyle çevirir: İnsanoğlu, kaderi açısından tümüyle kalıtımın ve çevre koşullarının egemenliği altındadır; Tanrı'nın iradesi aynı yönde olmadıkça, tek başına bireyin iradesi hiçbir güce sahip değildir - Goethe'nin deyişiyle: “bütün irade Bir istemektir sadece, istememiz gerektiği için, Ve istek, durur iradenin önünde..."
Hatta kendimiz için yapılan yatırıma 'kendini düşünen' denildiğinde bu bizim kendimizi suçlu hissetmemizi bile sağlayabilir. Kendimize bakmanın bile bencilce olduğunu düşünebiliriz. Çünkü zaman merkezli modern dünyamızda, bizden saat gibi hareket etmemiz beklenir.
Reklam
Her gece birlikte yattığımız bu inanılmaz dahi kimdir?
Pek çok rüya, özellikle de arketipsel derinliklerden gelen rüyalar, klasik dramalara benzer. Gerçek sanat da bu derinliklerden gelir ve rüyaların yapısı, imgelemi ve diliyle belirli benzerlikler gösterir. Bu, bilinçli bir durumun bilinçdışının bakış açısından çekilen fotoğrafları gibidir. Elbette pek çok modern rüyanın, tıpkı modern sanat eserleri
Bahtiyar olun...
Mutluluk modern zaman uydurmasıdır. Eskiler 'bahtiyar olmak' derlerdi, bahtıyla barışık olmak... Kadim Nasihatler
Doğudaki çarpışmalar, lstiklal Savaşı'nda Türk milliyetçi güçlerine komuta edecek subayların çoğunu bir araya getirmişti. 1916 yılında kendilerini Kafkasya cephesinde Mustafa Kemal'in komutası altında buldular ve onu, önder olarak kabul etmeyi öğrendiler. Bu subayların arasında Mustafa Kemal'in Harbiye Mektebi'nden arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy), Cafer Tayyar (Eğilmez) ve en önemlisi İsmet (İnönü) vardı. Ama liderle ilişki her zaman kolay yürümüyordu. 13 Ocak 1917'de Binbaşı İzzettin günlüğüne, "Şu halde İsmet Bey de Mustafa Kemal Paşa'yla teşriki mesai edemiyor," notunu düştü."
“Her gün gördüğümüz, varlığını varlığımızın parçası bellediğimiz birinin ebediyen çekip gittiğine zihnin ikna olması çok zaman alıyor… Sevdiğimiz gözlerdeki parlaklığın söndüğüne, çok tanıdık, kulağımıza çok hoş gelen gelen bir sesin susabildiğine, bir daha asla duyulmayacağına da…”
Sayfa 44
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.