Adamın karısı Morella ölüm yatağındadır. Adam eğilir karısının alnından öper. Konuşma şöyle devam eder:
-Ölüyorum, fakat yaşayacağım.
-Morella.
-Bir gün olsun beni sevmedin; beni yaşarken sevmedin ama ölümümün ardından bana tapacaksın!
-Morella.
-Evet, ölüyorum. Fakat içimde bana duyduğun azıcık sevginin izi var! Ruhum bedenimi terk ettiğinde çocuğumuz yaşamaya başlayacak. Günlerin ıstırapla geçecek, ıstırabın servi ağacı kadar uzun ömürlü olacak! Neşeyle geçirdiğin günlere veda et; senede tek seferden fazla açmayan Paestum gülleri gibi sen de ikinci kez mutluluğa kavuşamayacaksın! Bundan böyle şarap ve aşkla hasbıhal olan Teosluyla (sevgilisi) oynadığın oyun sona erdi; mersinden ve asmadan bihaber Mekkeli Müminler misali kefenin sırtında yaşayacaksın!
-Morella, nasıl bilebilirsin ki?
Çocukları büyürken tıpkı anne gibi; bakışı, konuşması, zihinsel gelişimi aynı şekilde takip etti. Babanın ruhunu her daim daralttı. Ona zamansız ve mekansız bir hayat sürdürdü...
Edgar Allan Poe, Morella