1763 ile 1815 arasında devrimler ve savaşlar Batı dünyasının çehresini ve özünü değiştirdi. 1763'te, Yedi Yıl Savaşları'nın sonunda, Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyılarındaki İngiliz yerleşimleri hala Britanya'ya bağlı sömürgelerdi. Atlantik'in karşı kıyısındaki Fransa'da, serfler efendilerinin tarlalarını işlerlerken, kökenlerini sekiz yüzyıl geride bulan bir monarşi ayrıcalıklı soylular üzerinden hüküm sürüyordu. Amerikan ve Fransız devrimleri, yalnızca bu iki ülkenin tarihindeki en önemli olaylar olarak öne çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda Batı dünyasının her köşesini etkilemeyi sürdürüyordu. Birleşik Devletler'de başlayan devrimci akım sonunda hızla Latin Amerika'da da yayıldı. 1789'da Bastille'in Parisli kitlelerin eline geçmesinden sonra Fransız toplumunun dönüşümü yalnız Fransa'yı değil, Avrupa'yı da temelli olarak değiştirdi. Bu dönemde savaş tarzı da değişime uğradı. Fransız Devrimi, silahlanan bir ulusun ülküsüne sarıldı; böylece milliyetçilik, Batı'nın disiplin vurgusuna kendi gücünü kattı. Bir zamanlar subaylara şart koşulan bağlılığı şimdi sıradan erlerin de göstermeleri bekleniyordu; rütbeliden sıradan askere kadar uzanan bu yeni bağlılık, taktikleri, lojistiği ve stratejiyi etkiledi. Sonunda, Napolyon yeni savaştaki potansiyel gücü ortaya çıkardı; böylece askeri harekatların idaresini sonsuza dek değiştirdi.