«Buna göre Şafi'i "Hz. Peygamber'in zekat aldığı ve alınmasını
emrettiği mallar zekata tabidir, diğer mallar tabi değildir." diyerek zekata tabi mallan sünnette varid olanlarla sınırlamaktadır. '1
Ona göre, Kur'an'ın zahiri anlamı, bütün mallardan zekat verilmesini gerektirmekte, ancak sünnetin delaleti ile bunlardan
hangilerinden zekat verileceği anlaşılmaktadır. Şu halde sünnetin delaleti olmasaydı, Kur'an'ın zahirine göre zekat verilmesinin gerekliliği bakımından bütün mallar eşit olurdu.5 Şafi'i'nin
burada meseleye açıkça delalet teorisi doğrultusunda yaklaştığı
görülmektedir ki, bu tamamen dile ve lafza dayalı bir anlamadan ibarettir.» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).
«İslam düşünce tarihinde Zahirilerin önderlerinden biri
olan İbn Hazın da ta'lili red mahiyetinde şunlan söylemektedir:
"Kıyas ve ta'lil ile hüküm vermek batıldır, yalandır, Allah adına
bilgisizce söz söylemektir ve hiçbir zaman helal olamayacak olan
bir haramdır, çünkü bu, ya haram kılınmış hakikatten uzak zan
ile Allah Teala adına kat'i (hüküm vermektir) ya da dinde Allah
Teala'nın izin vermediği bir şey ile şer'de (hükümde) bulunmaktır. Her iki iş de şüphesiz ki batıldır."712» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).