Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mücahit Mürşit Akyol

Mücahit Mürşit Akyol
@mucahitmursitakyol
6 Kitap Babası
Yazar
Master/Dumlupınar Üniversitesi-Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı
Kütahya
54 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Gılgames tekneden indi, inerken Ursanabi'ye, "Eğer yolun düşüp uruk'a gelirsen, yaptırdığım şehir duvarının üzerine çık ve iyice ona bak! Duvar pişmiş tuğladan yapılmıştır. Gör onu! Sakin duvarın temelini yedi bilgenin attığını düşünme. Onu ben yaptırdım, ben!" dedi ve "uruk'ü gez, gör. Tapınaklarına gir. Ziggü-rat'ına çık! Bak ne güzel şehirdir benim şehrim uruk'um" dedi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Siduri bunun üzerine, "Ah Gılgames! Ele geçirmene imkân olmayan ölümsüzlüğü bulmak için bu kadar sıkıntıya girmek ha! Yazık olmuş sana! Tanrılar daha insanları yarattığı zaman ölümü de onlara vermiş. Yalnız insanlara mı? Her varlığın bir oluşumu bir de yok oluşu var. Sen bilgin bir adamsın, bunları bilmen gerek. Ey Gılgames! Bulamayacağın ölümsüzlüğü aramak için kaybettiğin zamana yazık olmuş. Sana verilen bu yaşamın tadını çıkarmaya bak! Gece gündüz keyiflen. Her gününü üzüntüyle değil, sevinçli geçirmeye çalış. Ye, iç, çal, şöyle, dans et, yıkan, temizlen, güzel giysiler giy. Küçüklerin ellerinden tutarak, karını göğsüne bastırarak yaşamına yaşam kat. Bu işte insanlığın kaderi" dedi.
Sayfa 104Kitabı okudu
"Çok oğlu olup da ölenlerin işleri iş. Beş oğlu olan, iyi bir kâtip gibi kollan açık saraya adalet götürüyor; altı oğlu olan saban süren gibi kalbi neşeli; yedi oğlu olan ise Tanrı'ya yakın biri gibi duruyor. En zavallılar da kırda ölüp de gömülmemiş olanlar. Onların gölgeleri hiç rahat edemiyor."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama yalnız Tanrılar ölümsüzdür, insanların yaşam günleri ise sayılı. Yaptıkları günlük işler ise rüzgâr gibi geçip gider.
Gılgames; "Ne garip... Yaşlılar ölümleri yaklaşınca daha çok ölümden korkar oluyorlarmış".
Reklam
Gılgames;. "Biliyorsun, insanlar durmadan oluyor. Bizim ne zaman öleceğimizi Tanrılarımız tuğlamıza yazmışlar. Bu zaman gelmeden önce, ülkeme ve insanlarımıza yararlı bir iş yapmak istiyorum. Hem de böylece öldükten sonra adımın unutulmama sını sağlamış olurum" dedi.
Sümerlilerin inanışına göre. Tufan’dan önce yedi bilge kişi denizden çıkıp, şehirlere dağılmış ve oralarda uygarlığı öğretmişler insanlara. Tutan kahramanı, onları gemisine alarak kurtarmış ve tekrar şehirlere uygarlık öğretmişler.
Bu şehrin bilginleriydi ilk yazıyı başlatan; okullar açtırıp okuma yazma öğrettiren, bilgileri kıl üzerine yazdırıp ölümsüzleştiren, ilk araba tekerleği burada meydana getirilmiş, ilk şaban burada yapılmış, sabana ilk öküz burada koşulmuştu.
Onlar bu topraklara gelir gelmez, gürül gürül akan Fırat ve Dicle nehirlerinin taşan sularını kanallara alarak, kuru toprağı sulamışlar, bataklıkları kurutmuşlar, bağlar, bahçeler yaparak her türlü ürünü yetiştirmeyi bilmişlerdi.
Uruk, Sümer ülkesinin Tufan'dan sonra ilk var olan şehirlerinden biriydi. O zamandan Gılgames'e kadar dört kral yönetmiş Uruk'u.
Reklam
Genler arasındaki bu karmaşık etkileşimlerin anlaşılmasıyla vücudu yapan asıl mekanizmalar da aydınlığa kavuşmuş olacak. Bu bakımdan Noggin mükemmel bir örnek. Noggin, embriyoda ki herhangi bir hücreye, üst-alt ekseninde hangi konumda olacağı talimatını tek başına vermez; bunun için başka g* ^ uyum içinde hareket eder. Başka bir gen, BMP-4 geni alt bölge genidir; embriyonun alt kısmını, yani karın yapacak hücrelerde devreye sokulur. BMP-4 ile Noggin arasında önemli bir etkileşim vardır. Bir yerde Noggin geni etkinse orada BAİP-4 geni işlev göremez. Sonuçta Noggın geni hücrelere "vücudun üst kısım hücreleri” olarak gelişmelerini söylemek değil, hücreleri alt kısmın hücreleri yapacak sinyali kesmektir. Gelişim süreçlerinin hemen hepsinin temelinde yatan, bu devreye sokma-devre dışı bırakma, yani açma-kapama etkileşimleridir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Yıllar sonra Ernst Haeckel tarafından savunulan "bireyin geçmişi türün geçmişinin tekrarıdır"(“ontogeny recapitulates phyî° geny”) yaklaşımı, her türün, embriyo gelişimi süresince kendi türü geçirdiği evrimsel süreci izlediğini ileri sürer. Bu görüşe göre insan embriyosu da, balık, sürüngen ve memeli evrelerinden geçiyordu. Haeckel,
Sayfa 124Kitabı okudu
Denizanası gibi çok ilkel hayvanlarda bu temel tasarımı pek göremeyiz. Denizanası farklı bir vücut planına sahiptir hücreleri biraraya gelerek, üstü ve altı olan diskler oluşturmuştur ön ve arka yüzü, başı ve kuyruğu, ayrıca sol ve sağ tarafı yoktu bu bakımdan denizanasının vücut organizasyonu bizimkini farklıdır. Vücut planınızı, bir süngerle karşılaştırmak boşuna zahmet etmeyin. Çok istiyorsamz deneyin, ama bu, anatomik değil, daha çok psikiyatrik bir sonuç verecektir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Avukat fıkralarının çoğunun anafikri, avukatların aslında doymak bilmez köpekbalıkları olduğudur. Bu tür fikraların moda olduğu sıralarda embriyoloji dersi verirken, bu şakanın aslında hepimizle ilgili olduğunu düşünmüştüm. Hepimiz değişime uğramış köpekbalıklarıyız (ya da daha kötüsü, hepimizin içinde bir avukat var).
Sayfa 108Kitabı okudu
198 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.