—Adın ne?
—Naciye.
—Ya seninki?..
—Nuriye
Niye bu? Adlarda kadının cinselliğinin bir takıya sığdırılmasını sevemedim bir türlü. İnançta erkeğin kaburgasından yaratılmışlığa gönderme gibi. Bir sonradan olma, arkadan gelme değersizliği. Naciye derken bile, önce onun varlığını kabul, adını duyurma, erkeğe perestiş, sonrasında bir -ye, takı ezikliğinde beliriş. Erkeğin gölgesine sığınmakla kral/içe olsan ne yazar, ilah/e ya da tanrı/ça olsan ne! Hemen her dilde var sanırım bu eril adlandırma, Türkçede de çokça: hanım, kançık, bike, begüm… Şimdi bir de şey var, bu e/-ye’nin dişilik anlamıyla yetinmeyenler, müdire hanım diyorlar. Gerçi müdüre de yalak ağızlıkla bey diyorlar: müdür bey. Bir zamanların hanım ninesini haminneye dönüştüren söyleyiş kolaycılığı, hoca hanımı da hocânım yapalı çok oldu. Öyle değil mi, hemşirânım?