Meselâ; bir insanın sözü onun gizli ahlâkının özüdür, özünün dış kabuğu yani fiil ve hareketi ise asabi damarlarında gizlenmiş niyetinin sureti, resmi ve karikatürüdür. Demek, güzel söz bardağa, gizli olan hulk ise o bardağın içindeki şerbete benzer. Şerbetle bardak birbirinden ayrıdır. Şerbet, bardağın kendisi veyahut sıfatı değildir.
Her mü'min ferasetiyle diğer insanın ahlâkını, dış hareket ve fiiliyle tesbit eder, ama imanla şereflenmeyen elbette bardakla şerbet arasında fark edemez, ikisini bir görür.
ruh aleminde Allah Teala'nın serptiği nurdan mahrum, cismaniyet aleminde de kitab ve peygamberlerin vahyine dayanmayan akıl sahipleri, asla doğru ve güzel ahlaka sevk olunamaz.
zira akıl tek başına kafi gelmiş olsaydı, putperestlik meydana gelmezdi.
akıl kulluğu idrak etmek için müdrik olduğu takdirde de bu sefer kime nasıl kulluk edeceğinin