Mevdudi boş kalplerdeki dindarlığa ve bölünmüş sadakate her zaman şiddetle karşı çıkar ve şöyle sorar:
"Bir hizmetkâr efendisi tarafından kendisinden istenen görevleri yerine getirmek yerine onun karşısında ellerini kavuşturup sürekli ismini tekrar ediyorsa onun için ne dersiniz? Mesela Efendisi ona hırsızın elini kesmesini emrediyor, fakat hizmetkâr verilen emri yerine getirmeye çalışmak yerine hâlâ olduğu yerde durup 'hırsızın elini kes, hırsızın elini kes' diyerek neredeyse şarkılar söylüyor... Peki sabahtan akşama kadar Kur'ân'daki ilahi emirleri okuyan, fakat onları uygulamak için kendini yormayan, tespih çekerek sürekli Allah'ın adının anan, hiç durmadan namaz kılıp güzel sesiyle Kur'ân okuyan biri hakkında ne düşünürsünüz? Böyle birini gördüğünüzde 'ne kadar imanlı ve dindar bir insan' dersiniz ve yanılırsınız; çünkü ibadetin gerçek anlamını kavrayamamışsınız.
Bunun gibi gece ve gündüz Allah'ın emirlerine karşı gelen, onları ihmal eden, ve inançsızlara uyan bu insanların namazlarının, oruçlarının, tespih çekmelerinin, Kur'ân okumalarının, haclarının ve zekatlarının gerçek ibadetler olduğunu nasıl düşünebilirsiniz?
Allah'ın hükümlerini önemsemeyerek yorum yapmakta ve yargılamakta ısrar eden, bir insanı tekfir etme gücüne sahip olduğunu sanan bir kişi aslında Allah'ın yanında kendisinin de küçük bir tanrı olduğunu söylemektedir.
Duvardaki saate bakın: birbirine bağlanmış pek çok küçük parçası vardır...
Eğer kurmazsanız zamanı göstermez. Eğer gerektiği şekilde kurmazsanız ya durur ya da zamanı yanlış gösterir. Bazı parçalarını çıkarmanız veya onları bir dikiş makinesinin parçalarıyla değiştirmeniz hiçbir işe yaramaz; bu defa ne zamanı gösterir ne de dikiş diker. Eğer saatin bütün parçalarını içine atar fakat bağlantılarını sağlamazsanız kurduğunuz halde hiçbir parçası çalışmaz...
İslâm'ın da bu saat gibi olduğunu farzedin... Ahlaki değerler ve inançlar; günlük yaşamdaki kurallar; Allah'ın, kulların ve bu dünyada gözünüzle görebildiğiniz her şeyin hakları, para kazanmanın ve harcamanın kuralları; savaş ve barış kanunları; devlet düzeni ilkeleri ve devlete itaatin kuralları- bütün bunlar İslâm'ın parçalarıdır...
(Fakat şimdi)... siz saatin pek çok parçasını çıkararak yerine aklınıza gelen her şeyi yerleştirdiniz. Bir dikiş makinasından, belki de bir fabrikadan ya da bir araba motorundan aldığınız yedek parçalara varıncaya kadar. Sadık bir şekilde küfüre hizmet ettiğiniz halde, faiz aldığınız halde, kendinizi Müslüman sayıyorsunuz... İslâm saatinin içine atmadığınız, İslâm'a uygun olmayan tek bir vida bile kalmamış.
Buna rağmen kurduğunuz zaman saatin çalışmasını bekliyorsunuz!
Benlik, ancak tüm olumlu ve olumsuz yanlarını bir potada eritip, anlamlı bir bütün haline getirebilirse huzura erecektir.
...
Hayat kitabımızı, hayal kırıklığı ve umudun mürekkebine banarak yazıyoruz, bu yüzden olsa gerek, sayfaları rengarenk...