Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Aşk mıdır ki, can-ü dil mülkünü yağma eyleyen; Aşk mıdır sinem içre gelip de cân eyleyen”
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Senin gamın, derdin bu gece güçsüz candan geçti gitti. Göz yaşlarıma bak, yeryüzünü ve gökyüzünü doldurdu şimdi. Kimsesizim, halli perişanım, kala kalmışım. Aşığım,sabırsızım ve acılar içindeyim. O yürüyen servinin, sevgilimin ayrılığından, ayağı toprağa bağlı bir çam gibi kalmışım şimdi. Aşk derdim için ne söyleyeyim ki, söylemek, anlatmak mümkün değil. Ey doktor çare bul bana, çünkü gönül derdi bu can-ı aştı geçti Ey ay yüzlü sevgilim, senin aşkınla dertli oldum ne yapayım. Kendi kendime bu bela içine düştüm ne yapayım. Ey eziyet eden sevgili, seninde elinde Muhibbi gibi Akşam sabah kıyamete kadar feryat ediyorum
Reklam
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Sorma aşkın hâletin Mecnûn’a bir divânedür   Açma aşkın sırrını Ferhâd’a kim efsânedür  
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
1- Nigârâ mest-i çeşmünden harâbum Beni sanma ben ki mest-i şarâbum 2- Gül açılsa halk-ı âlem gül gibi handân olur Sensüzin gülzâr-ı âlem cümle zindandur bana
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
maksadın cânım ise..." "Dostum; ben gönlümü senden yana yolladım.. onun bir daha benden yana gelmesi mümkün değil.. ey yay kaşlı, okun ne zaman göğsümden yana doğrulsa, o okun ucundaki demirden yana göğsümü germezsem, erkek değilim.. ey dost gönlümü aldın.. şimdi maksadın cânım ise, ben cânımı ve bâşımı çoktan koydum bu yolun üstüne" Muhibbî
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
BELASI HOŞ GELİR Bana dildârın cefâsı hoş gelir Nitekim gayre vefâsı hoş gelir Derdi ile hoş geçer dil dilberin  Derd sanma kim devâsı hoş gelir Zahm-ı peykânı kızıl güldür bana  Bülbülüm hâr-ı belâsı hoş gelir Yâreme merhem durur çün zahm-ı dost  ......
Reklam
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Müjde ey bîçare dil kim nâzla dilber gelür Hicr içinde mürde iken yine cisme cân gelür Girye ile gözlerüm Ya'kup-veş a'mâ idi  Rûşen adlı gün gibi çün Yûsuf-ı Kenan gelür Ey dil-i şûrîde bülbül gibi efgân eyle kim  Ol letâfet ma'deni ol gonce-i handân gelür Firkât ile hâlümi sorsan şehâ görsen ne der  Dem olur kim yâş yirine gözlerimden kan gelür Bu harâb olmuş gönül ma'mûr olısardur yine  Ey Muhibbî nâz ile çün ol şeh-i hûbân gelür.  
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi  Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdır  Olmaya baht u saadet dünyada vahdet gibi Ko bu ıyş u işreti çün kim fenadur akıbet  Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi Olsa kumlar sagışmca ömrüne hadd ü aded  Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir saat gibi Ger huzur itmek dilersen ey Muhibbî fârig ol  Olmaya vahdet cihanda kûşe-i uzlet gibi »
Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım Hayatım hasılım,ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şem’im Turuncu u nar u narencim, benim şem’-i şebistanım Nebatım, sükkerim, genc,m, cihan içinde bi-rencim Azizim, Yusuf’um varım, gönül Mısr’ındaki hanım Stanbulum, Karaman’ım, diyar-ı milket-i Rum’um Bedahşan’ım ve Kıpçağım ve Bağdad’ım, Horasanım Saçı marım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi’yim hoş halim! Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Karşında ben pervaneyem, Sen şem-i tabansın bana… Aşkınla ben divaneyem, Sen afet-i cansın bana! Cevr-u Cefa, Kahr-u Sitem, Mir-i Vefa, Cür-ü Kerem… Ben ben değil fermanınem, Sen şah-ı sultansın bana! Zülfüne gönlüm bestedir, Ahım göğe, peyivestedir… Canan, Muhibbi hastadir, Sen derde dermansın bana.. Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Reklam
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kıldı hûn eşkimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Celîs-i halvetim, varım, habîbim mâh-ı tâbânım Enîsim, mahremim, varım, güzeller şâhı sultânım Hayatım hâsılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim Bahârım, behçetim, rûzum, nigârım verd-i handânım Neşâtım, işretim, bezmim, çerâğim, neyyirim, şem'im Turuncu u nâr u nârencim, benim şem'-i şebistânım Nebâtım, sükkerim, gencim, cihân içinde bî-rencim Azîzim, Yüsuf`um varım, gönül Mısr'ındaki hânım Stanbûlum, Karaman'ım, diyâr-ı milket-i Rüm'um Bedehşân'ım ve Kıpçağım ve Bağdâd'ım, Horasânım Saçı mârım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bîmârım Ölürsem boynuna kanım, meded hey nâ-müselmânım Kapında, çünki meddâhım, seni medh ederim dâim Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi'yim, hoş halim!
Muhibbi Kanunî Sultan Süleyman Han
Pâdişâh-ı 'aşkam-u dil defter-u dîvân bana Derd u mihnet sözlerin yazdum yeter 'unvân bana. İnlerem tanbûr-veş bagrum delindi ney gibi Bezm-i gamda mesken oldı kûşe-i hicran bana. Buseye bir cân nedür bin cân virürdüm cân ile Yarım ağız buse ikrar eylese yârum bana. Öldürür gerçi ki gamzen 'âşıka virmez amân Leblerün Îsî-nefes her lahza virür cân bana. Yanayum pervâne veş şem'-i cemâli nûrına Şem'-i hüsne çün Muhibbi didi dilber yan bana.
Geri13
59 öğeden 46 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.