Güvenmek
Batı'nın medeniyet tasavvurunda “İnsan, insanın kurdudur." cümlesiyle özetledikleri düşünce tarzı, önemli yer tutar. Zihniyet dünyalarına yön veren baskın eğilimlerden birisi ötekini, olası zararlı görmektir. O nedenle Batı'da bireyin bireyle, bireyin devletle sının belirgin çizgilerle ayırılmıştır. Bu yaklaşım, hayatı keskin
SAHİP OLMAK YADA OLMAK “Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışına, Hiçbir şeye sahip değilim.” Goethe Eğer sevdiğim halde, karşımda bir sevgi doğuramıyorsam, yani sevgim bir karşı sevgi üretmiyorsa; yaşamımı seven bir insan olarak dışa vurmam beni sevilen biri haline getirmiyorsa, sevgim güçsüz
Reklam
Mülke karşı insan…
Maddeci ve ruha degil mülke dayalı bir uygarlıkta, mülkün ruha göre daha el üstünde tutulması, mülke karşı işlenmiş suçların insana karşı işlenmiş suçlardan daha ciddi telakki edinilmesi kaçınılmazdır.
MÜLKE KARŞI İNSAN
Maddeci ve ruha değil, mülke dayalı bir uygarlıkta, mülkün ruha göre daha el üstünde tutulması, mülke karşı işlenmiş suçların insana karşı işlenmiş suçlardan daha ciddi telakki edilmesi kaçınılmazdır. Bir adamın karısını eşek sudan gelinceye kadar dövüp, onun birkaç kaburgasını kırması, kira ödeyecek parası olmadığı için yıldızların altında uyumasına kıyasla hafif bir suçtur. Toplumun nazarında, varlıklı bir demiryolu şirketinden birkaç armut çalan bir delikanlı, durup dururken yetmişini aşkın bir ihtiyara saldıran genç yabaniden daha büyük bir musibettir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Bize diyor...
İnsanlara, yıllardır dünyalarından silip attıkları güzellikleri sunuyor, insanı insan yapan özellikleri hatırlatıyordu onlara. "Hepinizi yaratan bir tek Allah'tır. O'nu sevin ve O'nun azabından korkun. Birbirinizi sevin ve birbirinize karşı merhanetli olun. Dürüst olun, yalan söylemeyin. Mala, mülke ve makama aldanarak insanları ezmeyin. Haramdan kaçının. Namusunuzu koruyun. Başkasının namusuna göz dikmeyin. Bu dünyada sonsuza dek yaşayamayacağınızı, bir gün gelip öleceğinizi bilin.
Sayfa 214Kitabı okudu
El-Melik 6
Ansan infak ederek malını çoğaltmaz ve cennet nimeti olarak ebedileştir mezse mala gönülden bağlanmaya başlar. Mala gönülden bağlanan insan, zaman içinde mala/mülke kul olur. Peki, mala/mülke kul olmak nedir? Kişinin mal ile mutlu olup, yokluğunda öfkelenmesidir. Malın; kalbinin/ duygularının merkezine yerleşmesidir. Sevgisinin, öfkesinin, hüznünün, rızasının... malın varlığına ve yokluğuna göre şekillenmesidir. Buhari'nin Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadiste Peygamber buyurmaktadır: "Dinarın kulu helak olsun! Dirhemin kulu helak olsun! Helak olsun, ters çev rilsin! Ayağına diken battığında çıkaramasın! O, kendisine verildiğinde razı olur, verilmediğinde ise öfkelenir." Hadisin son cümlesine dikkat edelim. Bu, Nebevi bir ölçüdür. Böyle bir bağımlılık, İslam tarafından asla kabul edilmez. Mümin bir şeyi sevebilir, onun varlığıyla mutlu olabilir, ona alışabilir... Ancak bir şeyin varlığıyla mutlu olup yokluğuyla öfkeleniyorsa bu, o şeyin tüm kalbini ele geçirdiğini gösterir. Kalbi istila eden şey, insanı o şeye karşı kullaştırır: Allah Resülü (sav) başka bir bağımlılık için şöyle der: "İçki bağımlısı puta tapan gibidir." Tüm bağımlılıklar bu ölçülerle ele alınmalıdır. Bir şeyi sevmek ve ona alışmakla ona bağımlı olmak/kul olmak birbirinden ayrılmalıdır. toplan
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.