Atatürk bir askerî dehadır. Bu noktada aldığı kurmay öğrenimi çok önemlidir. İyi bir eğitim aldılar, tabiri caizse her şeyi biliyorlardı, sivillerle irtibatları çoktu; felsefe, tarih, bilhassa coğrafya, edebiyat, mühendislik ve matematik hakkında bilgileri vardı. Nitekim aldığı eğitim Gazi Paşa'yı ileride ilginç adımlar atmaya yöneltti. Bozkırın ortasında, Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kuruldu. Türkiye âdeta arkeologların, Mezopotamya dillerinin eğitim ülkesi oldu.
Bulunduğumuz kasaba civarında bir köy vardı. Arasıra atlarla bu köye gezmeğe giderdik. Köyde 102 yaşında bir Kürt tanımıştık. Köye her gidişimizde birkaç saat ihtiyar dostumuzun yanında geçirirdik. Bir aralık 15 gün kadar köye gitmemiştik. Dostumuzu adeta göreceğimiz gelmişti. Atlarımıza bindik ve köyün yolunu tuttuk. Köye vardığımızda doğruca
Sayfa 98 - 99 Avesta yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Kadro Hareketi
Kadro Dergisinin kurulup çikarilmasini bizzat Mustafa Kemal Paşa istemiştir. Derginin Kemalizm'in ideologluğunu yapması düşünülmüştür.
Sayfa 330Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in Attan Düşmesi
Yalnız bu sırada çok teessüfe şayan bir hadise vaki olmuştur. Yürüyüş halinde bulunan mağlup ordumuz henüz Sakarya'ya varmadan, mevzilerini almadan Mustafa Kemal atından düşüp göğüs kaburga kemiklerinden birisi kırıldığı için Ankara'ya götürülmüş ve tedavi altına alınmıştır. Paşa'nın rahatsızlığı ehemmiyetli olduğu için yatağından çıkamamış ve Sakarya harbine hemen hiç müessir olamamıştır. - Süleyman Külçe, "Mareşal Fevzi Çakmak Askeri ve Hususi Hayatı" 214. Sayfa
Süleyman Külçe
Süleyman Külçe
Rauf Orbay
..Rauf (Orbay) ki Birinci Dünya Savaşından sonra İzzet Paşa kabinesinde Bahriye Nazırı olmuş, Mondros Mütarekesi heyetine başkanlık, daha sonra Ankara'da Mustafa Kemal'e başbakanlık etmiştir, saltanat rejimine bağlı ve gelenekçi olduğundan Cumhuriyet devrinde Atatürk'ten ayrılmış ve onunla dargın olarak ölmüştür, kültürü kıt, dünya görüşü dar, fakat namuslu bir adamdı. Nitekim Atatürk öldükten yıllarca sonra Kuvay-ı Milliye devrinin Kâzım Karabekir, Refet Bele ve Ali Fuad (Cebesoy) gibi ''büyük'' tanınmışları ile bir toplantıda: - Hiçbirimiz olmasaydık Kurtuluş Savaşını Atatürk gene başarırdı. Ama o olmasaydı hiçbirimiz onun yaptığını yapamazdık, demek dürüstlüğünü göstermiştir.
Bir devlet adamının İngiliz gazetelerinde ''Türkler kuvvete boyun eğer'' biçiminde, Türkleri aşağı gören bir demeci çıkmıştır. Halide Edip, bu demeci çevirip Mustafa Kemal'e sunar. Hikayenin gerisini Halide Edip, kitabında şöyle tamamlar: ''Mustafa Kemal Paşa, hiçbir zaman bu kadar öfkelenmemişti. Adeta sesi kısıldı. Bizim de onlar derecesinde olduğumuzu bir gün anlayacaklarını ve bize baş eğeceklerini söyledikten sonra, en son insanına kadar onların uygarlıklarını başlarında parçalamak için can vereceğimizi ekledi. Bana öyle geldi ki, bütün onurumuz, Mustafa Kemal Paşa'nın bu deyişinde ve sesinde dile geliyordu.''
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, 1921 baharına kadar İstasyon binasında kalıyor. Sonradan o küçücük yerde yabancı konukların ağırlanması da zorlaştığından Ankaralılar, Çankaya’daki köşkü sahibi Bulgurlu Tevfik Efendi’den satın alarak kendisine hediye ediyorlar. Köşk dendiğine bakmayın, son derece mütevazı bir bağ evi aslında. Mustafa Kemal Paşa için konforun zerre önemi yok, ama evin en değerli kısmı ona göre ne biliyor musunuz? Afet İnan’ın dediğine göre, bahçesindeki birkaç büyük karakavak ve söğüt ağacı. Yapraklarının rüzgarda hışırtısını dinlemek ruhuna merhem oluyor çünkü.
Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’ya biz gönderdik ve o açık bir biçimde bize karşı isyan etti. Damad Ferid Paşa bir gün onu görevden almak ve aklını başına getirtmek istedi ama başaramadı. Mustafa Kemal Paşa ile bir uzlaşma sağlaması için Tevfık Paşa’yı göreve çağırdım ve o da aynı şekilde başaramadı
Birinci Dünya Savaşı sonrası, Mondros Mütarekesi şartları gereğince bir grup İngiliz ve Fransız askeri Ankara’ya gelmiş Fransız komutan da henüz çatısının bir bölümü örtülmemiş bu binanın ilk odasını makam olarak kullanmış. Sonrası belli. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sivas Kongreleri sonrası, 27 Aralık 1919’da Anakara’ya gelince; İstanbul’un işgalinden birkaç gün önce yabancı birlikler Ankara’yı terk etmiş. Kaçmışlar desek daha doğru olur.
Mustafa Kemal Paşa, sanki savaş bitmiş de çoktan kazanılmış gibi, cephede olmayan insanları eğitmeye başlamış bile.
Reklam
Mustafa Kemal diyordu ki: — Fuat bir gün gelecek, biz de paşa olacağız. Fakat mes­leğimizde şerefle hizmet ederek belki yavaş belki de süratle yükseleceğiz. Rütbelerimizi muharebe meydanlarında kazana­cağız, yoksa Fehim gibi, müstebit bir padişaha kul köle olarak değil.
Sayfa 64 - İnkılap ve Aka kitabevleri
"Mustafa Kemal Paşa'yı tanır mısın?" "Hayır, hiç görmedim!" cevabını verdi. "Görecek olsan ne yaparsın?" dedim. "Ayağının altına köprü olurum!"
Sayfa 63 - Alaca Yayınları / 4.Basım: Nisan 2022 / Yayına Hazırlayan: Doğu PolatKitabı okuyor
Söylenenin çok, alternatif sunanın az olduğu, mebusların kolaylıkla saltanatın ve payitahtın büyüsüne kapıldığı böyle bir ortamda, son Osmanlı meclisinin hükümeti denetlemesi ve yönlendirmesi mümkün değildir. Saray eski oyunlarına devam etmekte, mebusları tesiri altına almaktadır. İngilizlerin bir ültimatom verip harbiye nazırını değiştirebildikleri bir ortamda hükümetin Milli Mücadele doğrultusunda karar alması, böyle ulusal bir meclis ile mümkün değildir. Ankara'dan Mustafa Kemal'in tüm ısrarlarına rağmen Ali Rıza Paşa hükümetini düşürmeden güvenoyu verdiklerinde, mebuslar son kozlarını da heba etmişlerdir.
Ortadoğu'da, Asya'da, Afrika'da emperyalizmin kölesi, tutsağı, ucuz işçisi ve pazarı olan birçok mazlum millet bulunuyordu. Bu zavallı milletler ya içten çökertilerek, ya aldatılarak, ya uyuşturularak, ya işgal edilerek emperyalizmin eline düşmüşlerdi. Sömürülüp durmaktaydılar. Emperyalizmin ne olduğunu yavaş yavaş anlıyor ve uyanıyorlardı. Ama hiçbiri bu çok kollu ejderhadan kurtulabilecek kadar azimli ve güçlü değildi. Bu yüzden Türklerin verdiği Kurtuluş Savaşı'nı imrenerek, heyecan ve dikkatle izliyor,... onlar da bu savaşın serdarı M. Kemal Paşa'ya büyük hayranlık ve saygı duyuyorlardı. Mustafa Kemal Paşa, yalnız Tunus'ta değil, kaç zamandır bütün mazlum ülkelerde, kurtuluş özlemini temsil ediyor, 'Asya ırklarının kurtarıcısı, İslamın kahramanı, Doğunun kahramanı, 'Milliyetçiliğin babası, İslam dünyasının en iyi evladı; 'Çağın en büyük adamı gibi adlarla anılıyordu.
Cumhuriyeti ilân
§ Yemek sırasında : "Yarın 'Cumhuriyet' ilân edeceğiz." dedim. (Gazi Mustafa Kemal Paşa - 28 Ekim 1923) §
Sayfa 522 - OlympıaKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.