Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
"Parti ,dini düşünce ve inançlara saygılıdır ."ilkesini bayrak olarak eline alan kimselerden iyiniyet beklenebilir miydi ?Bu bayrak ,yüzyıllardan beri cahilleri,bağnazları ve hurafelere inananları kandırarak özel çıkarlar sağlamaya kalkmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi ?Türk milleti ,yüz yıllardan beri ,sonu gelmeyen felaketlere ,içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıkların gerekli olduğu pis bataklıklara ,hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi : Yeni parti,dini düşünce ve inançlara saygı perdesi altında :"Biz Hilâfet 'i yeniden isteriz ;biz yeni kanunlar istemeyiz;bize mecelle yeterlidir;medreseler,tekkeler,cahil softalar, şeyhler, müritler biz sizi koruyacağız ;bizimle birlikte olunuz !Çünkü ,Mustafa Kemal'in partisi Hilâfet 'i kaldırdı .İslamiyet 'e zarar veriyor;sizi gâvur yapacak ,size şapka giydirecektir"diye bağırmıyormuydu? Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 602Kitabı okudu
Diğer konuklar gidince Mustafa Kemal ile İsmet Paşa 1921 tarihli Anayasa’da bazı değişiklikler yaptılar. Türkiye devletinin yönetim biçimi cumhuriyet olacaktı; cumhurbaşkanı meclis üyeleri arasından seçilecekti; cumhurbaşkanının görev süresi meclisle eşit olacak ve tekrar seçilebilme olasılığı bulunacaktı, cumhurbaşkanının atayacağı başbakan da
Sayfa 458Kitabı okudu
Reklam
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
Kurt Ziemke (Almanya)
Mustafa Kemal'in eşsizliği, Türkiye'nin özel durumunu doğ­ru anlayıp onu kurtarmak için işe başlamasıdır. Bu sırada yurdu, yenilginin büyüklüğünü bile düşünmeden kurtarıp, kaçınılmaz kurbanlarını vermeye karar verdi. Onun çabası, yenilgiyi yeniden bir utkuya çevirmek ya da savaşa başlamakla "Sonucu olmayan" bir amaca varmak değildi; O, bunu elde edemeyece­ğini biliyordu, bugün de gene, bunu elde etmediğini bilir. Onun istediği, Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması pahasına da olsa, Türk milletinin dayanabileceği, özgürlük ve bağımsızlık için gelişmeye yeter ölçüde toprak bırakan, haklı bir barıştı. Kemal için sözkonusu olan Padişahlık ve Halifelik, İslamiyet ve Osmanlı İmparatorluğu değil, yalnız ve yalnız Türklerin bağımsızlığı idi.
İslamiyet, halife-sultan çevresinde bütün müslümanları toplamayı başaramamıştı. Eğer tarih incelenirse farkedilecektir ki, İslamiyet hiçbir zaman kuvvetli bir bütünleştirici olamamıştır. Muhtemelen bu hareketin arkasındaki gerçek dürtü, Mustafa Kemal'in, İslamiyet'in Osmanlı İmparatorluğunun geriliğinin en önde gelen sebeplerinden biri olduğu yolundaki inancıydı.
Reklam
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.