İrem

İrem
@mustakbelmuallime
Hayalperest, romanesk tabiatlı, hâlet-i ruhiyesi mütehavvil, nevi şahsına münhasır bir muallime.
Sanki bir rüyadan uyanmış gibi, yapmacık davranış ve övünme olmadan çıkmak istediği o yükseklikte durabilmenin zorluğunu hissetti, bundan başka içinde yaşadığı bu acıların, hastalıkların ve ölümlerin dünyasının ağırlığını tümüyle hissetti, bu dünyayı sevmek için kendine yaptığı bunca çabanın ona acı verdiğini gördü.
Reklam
"Ama vakit nakittir, unutmayın," dedi albay. "Ne vakti? Zaman olur koca bir ayı on paraya verirsin, zaman olur yarım saati dünya kadar paraya alamazsın."
Ancak tuhaftır, babasının görüşüne boyun eğmemeye ve kutsalına girmesine izin vermemeye kendini hazırlamasına karşın, çıkarıp köşeye attığımız giysiyi bir an içinde biri varmış sanmamız ve onun yalnızca bir elbise olduğunu anlar anlamaz da bu düşüncenin kaybolup gitmesi gibi bir ay boyunca içinde taşıdığı o ilahi Bayan Stahl imajının da yok olup gittiğini hissetti.

Reader Follow Recommendations

See All
(...), yalnızca emredildi diye değil içinden geldiği için inanabileceğin ve hatta sevebileceğin harika duygu ve düşüncelerle dolu daha ulvi, daha gizemli olan bir dinle açılmıştı.
Hayata saf gözlerle bakan bu çocuk, bildikleri ama bilmek istemedikleri bir şeyden ne kadar saptıklarını onlara gösteren bir pusulaydı.
Reklam
Yalnız yaşadığından kimseye anlatamadığı yığınla duygu ve düşünce birikmişti ve şimdi bütün bunları, baharın şiirsel sevincini de, çiftlikteki başarısızlıklarını da, okuduğu kitaplar hakkındaki yorumlarını da, kendisi farkında olmasa da temelinde bütün eski tarım kitaplarının eleştirisi olan kendi yazdığı kitabı da Stephan Arkadyiç'e peşi sıra yağdırmaya başladı.
Sayfa 227 - LevinKitabı okuyor
Uzun süredir bir aile kurmayı hayal eden ve bunun için artık hazır olduğunu hisseden biri olarak hâlâ bekâr olması ve evlilikten her zamankinden daha uzak oluşu yüzünden bir türlü sakinleşemiyordu.
Sayfa 215 - LevinKitabı okuyor
Bu arada güzel, cana yakın, beklenti ve aldatmalardan uzak bir bahar, bitkilerin de, hayvanların da, insanların da birlikte keyif aldıkları o ender baharlardan biri gelmişti.
Bu duyguların karmaşıklığını ifade edecek sözcükler bulmak bir yana, ruhunda olan bitenleri kendi kendine düşünmeye yardım edecek bir kavram bile bulamadı.
Sayfa 214 - AnnaKitabı okuyor
Ruhumuzu kurcalarken çoğu zaman orada fark edilmeden duran bir şeyler buluruz.
Sayfa 209 - Aleksey AleksandroviçKitabı okuyor
Reklam
Bütün yaşamını hayatın yansımalarıyla dolu memuriyette geçirmişti. Yaşamın kendisiyle her karşılaştığında ondan kaçmıştı. Şimdi uçurumun üstündeki köprüyü sakin sakin geçerken birden köprünün kaldırıldığını ve altta bir girdap olduğunu gören birinin hissettiklerinin aynısını hissediyordu. Girdap yaşamın kendisi, köprü de Aleksey Aleksandroviç'in yaşadığı o yapay yaşamdı.
Aleksey Aleksandroviç kıskanç değildi. Kıskançlık ona göre, kadını küçük düşürmekti, kadına güvenmek gerekliydi.
Kocasının bir zorunluluk haline getirdiği akşamları kitap okuma alışkanlığını biliyordu. İşinin neredeyse bütün zamanını almasına karşın düşünce dünyasında ortaya çıkan güzel şeyleri izlemeyi bir görev saydığını biliyordu.
Her Kitapkurdu bilir bu duyguyu.
Anna Arkadyevna okuyor ve okuduğunu anlıyordu ama okudukları hoşuna gitmiyordu, aslında hoşuna gitmeyen, başka insanların yaşamlarından sahneler izlemekti. Kendi yaşamak istiyordu.
Sayfa 145 - "Ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum."Kitabı okuyor
Dolli bir neden olmadan ortaya çıkmayan ve daha çok insanın kendine duyduğu hoşnutsuzluğu örten bu ruh halini kendi yaşadıklarından çok iyi biliyordu.
358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.