Nazan Bekiroğlu'nun yeri ayrıdır bende Uzun süre ruhumda izlerini taşırım her kitabının. Nar ağacı'nın da uzun süre hafızamdan silineceğini düşünmüyorum.
Otuz yıl sonra ele geçen bir mektup..
Dedesinin ve babaannesinin hikayesinin perde arkasını merak edip, bir mektubun peşinden yollara düşen torun.. Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü arasında yolculuğa çıkarıyor bizi yazar. Setterhan ve Zehra'nın hikayesinin ardında onca ayrı hikayeyle buluşuyoruz. Azam, Sofya, Piruz, İsmail, Celil, Mirza Han, Hacı Bey- Büyükhanım üzerinden aşkı, savaşı, ihtilalleri, acıyı, ihaneti okuyoruz. Balkan Harbi, Bolşevik İhtilali gibi tarihi gerçekleri çok güzel bir kurguyla nazarımıza sunmuş Bekiroğlu. Dili çok sade. Okurken o sadeliğin zevkini yaşıyorsunuz. Farklı kültürleri okumak benim için hoştu gerçekten.
Tebrizden Trabzon'a uzanan bir nasip meselesi. "Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim. " Etkileyiciydi :)
Keyifli okumalar..