Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Bağımlılık davranışı “Başta sizi mutluluktan havalara uçuran ama sonra kendinizi bağımlı, kontrolden çıkmış ve çaresiz hissetmeye götüren, duygudurum değiştirici olay, deneyim, ilişki ya da madde. Davranışın amacı duygulardan kaçınmaktır."
Sandy mutluluktan ağlamaya başlıyor. "Yadsınmış" yanlarının yeniden bir araya gelmesini deneyimliyor. Çoğumuz çocukken etrafımızdaki yetişkinlerin kabul etmediği parçalarımızı yadsıdık ya da reddettik. Sandy şimdi kişiliğinin o parçalarını yeniden sahipleniyor ve bu doğal çocuk parçalarının güzelliğini, kendi güzelliğini görmeye başlıyor. İşte bu noktada öz-saygının tohumları atılıyor.
Reklam
Acıyla yalnızca ondan kurtulmak için sava- şan insan mutsuzluğun içinde yatan şansı kaçırmış olur. İnsan mutluluktan daha ziyade mutsuzluk içinde kendi olur, çünkü acı çekmenin, insanı harekete zorlayan bir gücü vardır. İnsan acı çekmeyi geçici, önünde sonunda kurtulacağımız kötü bir yaşantı olarak değil de kendi oluşunun bir parçası olarak ve aynı zamanda bu "sınır durum"da kendisine bir sorumluluk yükleyen bir ödev olarak algılarsa, basit gündelik bir Dasein'dan varoluşa geçer. Sınır durum böylece insanın kendine varabildiği en temel deneyime dönüşür.
Sayfa 315
İnsanlar seziyorlar mıdır tehlikeyi? Çöküşe karşı koyabilmek için çılgınlar gibi mutluluğun peşinde koşarlar, habire mutluluktan dem vurulması bundandır. Böylece başka bir stres meydana gelir, mutlu olma stresi. İnsanlar mutlulukları için her şeyi yapmaya hazırdırlar, bunun tüm kuvvetlerine mal olduğunu fark etmezler. Nefes alıp veren bir mutluluk değildir, tükenmişliği engellemez, tersine tahrik eder. Pozitif olana, mutluluğa dönük ısrarlı çaba, bu anlamda insanı Burnout’a sürükleyebilir. Oysa kendini mutsuz hissetmek, anlam üzerine düşünmek için, yani vakitlice anlamı sorgulamak için bir vesile olabilirdi. Mutsuz olmanın bizzat bir tür hastalık olarak görülmesinin anlamı nedir, bu bakımdan? Hakikatte hasta olan kimdir? Niçin bir insanın hızlı tesirli ilaçların da yardımıyla bir an evvel “dipten kurtulmak” için her şeyiyle çabalaması gereksin? Niçin kötü hissettiğinde, mümkün olduğunca çabuk “daha iyi hissetmek” için her yola başvurması gereksin? Yönünü yeniden tayin etmek için düşünmesi, hayatında, çevresinde, toplumda yanlış gidenin ne olduğunu ve kuvvetini topladığında doğrusunu yapmak için elinden neler gelebileceğini sorgulaması gerekmez mi?
Fedka.
Bir gün kızı görme hayaliyle mutluluktan uçarak çatı merdivenini kedi çabukluğuyla tırmandı, hemen çatının öbür tarafına geçti, sevinçle pencereye baktı… Yavaşça geri çekildi, ayaklarını oluğa dayadı, ağzını aptalca ve gülünç bir biçimde açarak donup kaldı. Akşam olmuştu. Kızılımsı, eğik güneş ışınları pencereden odaya, doğruca duvarın
Sayfa 248
“Başta sizi mutluluktan havalara uçuran ama sonra kendinizi bağımlı, kontrolden çıkmış ve çaresiz hissetmeye götüren, duygudurum değiştirici olay, deneyim, ilişki ya da madde. Davranışın amacı duygulardan kaçınmaktır.”
Reklam
Ne kadar sürmüştü? İki saniye mi? Üç mü? Bedenini bırakışını, kurşun gibi aşağıya inip kaldırıma çakılışını gördüm. Üç saniye sürmüş olmalıydı. Kesinlikle daha fazla değil. Aşağıya düşerken aklında ne vardı? Korkuyor muydu? Kendini kenardan aşağıya bıraktığında ne yaptığının farkına varmış mıydı? O iki veya üç saniyede kurtulmak için bir şeyler yapıp yapamayacağını düşünmüş müydü? Yoksa mutlu muydu? Yere çakıldığında yüzünde keyifli bir gülümseme mi vardı? Peki, hangisi daha iyiydi? Son saniyede ölümcül bir hata yaptığının farkına varması mı, yoksa mutluluktan havalarda uçarak yaratıcısına kavuşması mı?
Sayfa 103Kitabı okudu
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.