"Niye güluyorsun?" diye sordu Grigoriy, gözlüklerinin altından ona öfkeyle bakarak.
"Bir şey yok, efendim. Tanrı, birinci gün ışığı, dördüncü gün de güneşi, ayı ve yıldızları yarattı. O zaman ışık birinci gün nereden geldi?"
,,Sanki karşımda capcanlı duruyor,, diyerek hatırladı. Böylesi anılar, daha küçük yaşlardan itibaren hatırlanabilir. Ama bunlar sadece yaşam boyu karanlığın içinden parlak birer nokta gibi, renkleri tamamen solmuş büyük bir tablonun küçük bir köşesi gibi görünürler.
Bazen Kendi kendime şöyle diyorum: Senin yazgının benzeri yok; diğerleri şanslı --- senin kadar sıkıntı çektirilen bir kişi bile yok. Sonra eski çağların bir şairini okuyunca, içimden geçenleri görür gibi oluyorum. Katlanmak zorunda olduğum çok şey var! Ah! Benden önce yaşayan insanlar benim kadar üzüntü yaşadılar mı acaba?