Kitaptan bir alıntı yaparak başlamak istiyorum. "İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey, hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var." Sabahattin Ali ise bunların hepsini içimizdeki şeytan olarak tanımlamış.
Hikaye parasızlık çeken Ömer ve Macide'nin ilişkisi üzerinden karakterlerin iç dünyasına yolculuk yaptırıyor. Ömer'in kendince içimdeki şeytan diye tabir ettiği bocalamaları, sürekli kendince yaptığı içsel sorgulamalarını, Macide'ninse kendi iç dünyasında yaptığı gözlemler sonucu ortaya koyduğu çıkarımlar ve farkındalığını okuyoruz. Ömer'in arkadaş çevresi ve yaşanan olaylar ise dönemin edebi ve siyasi dünyasını yansıtıyor. Bir rivayete göre ise bu edebi çevredeki insanlar o dönemin başka yazarlarıyla eşleştiği yönünde. Okurken sonunda kitabın nasıl biteceğini hissettirmesine rağmen genelde Rus Edebiyatında okuduğum monologlar, içsel dünyanın tasvirlerini sevdiğim için okumaya devam ettim. Zaten yazarın kalemi de akıcı olduğu için zorluk çekmeden okuduğum bir roman.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021171,2bin okunma
"Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor."