Yaşar Kemal, o kadar gerçekçi, o kadar romantik bir karakter yaratmış ki, okuyan bir çok kişinin keşke İnce Memed gerçek bir karakter olsaydı dediğine eminim. Çukurova, Toroslar, Anadolu'daki yaşam tarzı bu kadar mı gerçekçi anlatılır. Bir an bile kopamıyorsunuz hikayeden saniyesi saniyesine yaşıyorsunuz.
Bir bakmışsınız İnce Memed Abdi Ağa'ya baş kaldırıyor, Süleyman Emmi oluyor evinizin kapısını açıyorsunuz, babacan bir tavır sergiliyor ve sahip çıkıyorsunuz bir çocuğun baş kaldırışına.
bazen çakırdikeni olan tarlada çift sürüyorsunuz ve ayağınızda o dikenliğin acısını hissediyor, bazen oluyor torosların o gece ayazı sizi üşütüp, sarı sıcağı sizi yakıyor...
Bazen Mustafa oluyor da İnce Memed ile kasabaya gidiyor ve orada kimsenin kimseye mahsülünü vermek zorunda olmadığını ve herkesin malının kendine ait olduğunu, ağa diye bir kavramın olmadığını öğreniyor ve kendi içinizde bunun muhasebesini yapıyorsunuz....
ve bir gün sevdiğinizi alan Ağayı karşınıza alıyor ve ağasız yerlerde var Hatce diyorsunuz da elinden tutup kaçıyorsunuz...
aslında siz İnce Memed oluyorsunuz, o da siz oluyor.... dahasını anlatmaya gerek yok bence....
Halkı sömüren,diktatör Abdi Ağalar hep vardı ve var olmaya devam edecekler. belki mahsülün dörtte üçünü almayacaklar ama sizi sömürmeye devam edecekler. Onlara karşı içimizdeki İnce Memedleri susturmamalıyız... Hiç tereddüt etmeden okuyabilirsiniz ve hatta okumalısınız diyorum ben. daha ilk kitapta böyle hissetmeye başlıyorsunuz....