Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Naime Battal

Naime Battal
@naimebattal
Ondokuz Mayıs Üniversitesi - Tarih
Venedik'in ticari başarısı iki temele dayanmaktadır: Birincisi, kendi ticari sırlarının korunmasıydı. İkincisi ise rakipleri ve rakiplerinin ortakları hakkında olduğu kadar ve kendi ortakları hakkındaki bilgileri de gizlice elde etmesiydi.
Sayfa 86 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.
Reklam
Hükümet arşivleri o kadar gizliydi ki, Venedik Dükü bile yanında bir görevli olmadan dosyalara erişemiyordu. Bu dosyalarda yeni üretim teknikleri hakkında bilgi edinmek üzere düzenlenen sayısız gizli görevin kayıt ve raporları bulunuyordu.
Sayfa 86 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.
Büyük Roma İmparatorluğu'nun toprakları üç gücün arasında mücadele alanına dönüştü. Biri feodal Avrupa üzerinde otoriter yapı kuran Katolik Kilisesi'ydi. Diğeri Roma'nın doğu toprakları üzerinde egemenlik kuran Doğu Roma İmparatorluğu'ydu. Bir diğeri ise Orta Doğu'dan doğup hızla yayılan İslamiyet'in etkisindeki Müslüman devletlerdi. Bunların arasındaki dinsel, mezhepsel ve siyasal çekişmeler istihbarat elde etme, örtülü operasyonlar ve casusluk faaliyetlerine bambaşka boyut kazandırdı.
Sayfa 69 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Roma İmparatorluğu 375 yılından itibaren yoğun bir göç dalgası ile karşılaştı. İlk gelenler Germenlerdi. Hızla Roma dünyasına girdiler. Roma elindeki tüm imkanları kullanmasına rağmen büyük kitleler halinde gelen Germenlere karşı varlık gösteremedi. Kendi casuslarını kullanmasının yanı sıra Germenlerin içinden parayla istihbarat elde etme yoluna gitti. Ancak tüm bu çabalar Roma İmparatorluğunun 395 yılında Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasını engelleyemedi. Aslında ortaya çıkan bu ayrılık iki devlet değil birbirinden kesin çizgilerle ayrılan iki toplumdu. Batı Roma, Latin kültürünü ve Hristiyanlığın Katolik mezhebini benimsedi. Doğu Roma dediğimiz Bizans ise Grek kültürünü ve Hristiyanlığın Ortodoks mezhebini sahiplendi.
Sayfa 68 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.
Aydınlanma döneminde istihbarat imparatorlukları büyüten ve koruyan sistemli yapı olarak dünya çapında genişledi. İspanyollar, Yeni Dünya'yı Cizvitlerin gerçekleştirdiği istihbarat çalışmaları yardımıyla araştırırken Kardinal Richelieu Fransa'nın casusluk alanı yönetiyordu. Kuzey Amerika'daki sömürge toplumunun bağımsız kimliğe sahip 'vatanseverler' ve İngiliz Kralına bağlı 'sadıklar' arasında bölünmesi nedeniyle başlayan mücadelede ancak bilgi elde eden insanların dengeyi bozarak zaferi sağlayabilecekleri anlaşıldı.
Sayfa 13 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.
Reklam
İstihbarat devletlerin ulusal politikalarının temel parçasıdır. Doğru kullanıldığında rakiplerin ve düşmanların engellenmesi için kullanılabilecek ilk savunma hattıdır. Tarih istihbaratın bu özelliğini anlamayarak hata yapanlarla doludur. Eski Mısır, Hindistan, Çin, Yunanistan ve Roma'da gizli operasyonlar bir Truva Atı efsanesi tarafından simgeleştirilen bir siyaset ve savaş aracıydı. İstihbarat çalışmalarına dair en eski kanıt Mezopotamya'nın kil tabletlerinde bulunur. Eski ve Yeni Ahit'ten casusların yanlızca siyasi rakipler tarafından değil, aynı zamanda eski İsrail'deki dindarlar tarafından da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Sayfa 12 - Timaş Yayınları, İstanbul, 2019.
160 syf.
·
Puan vermedi
İzmir Suikastı
İzmir SuikastıCemal Avcı
7.7/10 · 23 okunma
Ravel görüşmeleri
Batılı devletler Rumeli'nin durumunu görüşmek üzere Ravel'de biraraya geldiler. Bu sırada Makedonya'dan Enver Bey ve arkadaşları isyan edip dağa çıktılar. Giderek büyüyen isyanı bastıramayan II. Abdülhamid, 1876 Kanun-ı Esasi'sini tekrar yürürlüğe koyarak II. Meşrutiyeti ilan etti. Böylece 1889-1908 yılları arasında ordu içinde gizli faaliyet gösteren İttihat ve Terakki Cemiyeti, ülke hakimiyetini almıştır.
Sayfa 16 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
Prens Sabahattin ve Ahmet Rıza grupları "Devlet'i çöküşten ve parçalanmaktan kurtarmak" amacı etrafında işbirliğini II. Meşrutiyet'e kadar sürdürdü. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti Meşrutiyetin ilanı sonrası iktidarı alınca uyguladığı sıkı merkeziyetçi yönetime muhalif tüm unsurlarda olduğu gibi Prens Sabahattin ekolünü benimseyenler üzerinde de baskı uyguladı. Bu muhalif partilerden biri Hürriyet ve İtilaf Fırkası ve lideri Damat Ferit çektikleri baskıların acısını Mütareke döneminde İtilaf Devletleri ile işbirliği yaparak yurt genelinde İttihatçı avı başlatarak alacaktır.
Sayfa 16 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
Reklam
Ahmet Rıza Bey'in sıkı bir merkezi hükümetin iş başında olacağı Osmanlıcılık ilkesinin uygulanmasını öngören ve Auguste Comte'tan etkilenmiş pozitivist görüşleri İttihat ve Terakki'nin uyguladığı ilkeleri olarak görüldü.
Sayfa 16 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
II. Meşrutiyet'e Kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti
İttihat ve Terakki Cemiyeti kurulduktan sonra çalışmalarına Tıbbiye, Mülkiye ve Harbiye okullarında gizli komiteler kurmak şeklinde başlayarak yurt içi ve yurt dışında şubeleri ile genişlemeye başlamıştır. Söz konusu şubeleri Paris Merkez Şubesi "Meşveret", Cenevre Şubesi "Osmanlı", Kahire Şubesi "Kanuni Esasi", "Basiretül Şark", ve "Hak" adlı gazetelerle sürekli yayınlarda bulunarak sürdürmüş ve ülke içinde İttihat ve Terakki teşkilâtı aracılığıyla halka dağıtmıştır. Cemiyetin ana amacı; II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine son vererek anayasayı yürürlüğe koydurmak, meşrutiyeti bir rejimin kurulmasını sağlamak ve çağdaş ihtiyaçlar çerçevesinde ıslahatlar yapmak şeklinde özetlemek gerekir. Ancak dağınık olan cemiyet yapısı içinde yurt dışı teşkilatında farklı fikir ayrılıkları görülmüştür. Bu görüşlerin fikri liderleri Prens Sabahattin ve Ahmet Rıza idi. 4 Şubat 1902'de Paris'te yapılan gizli kongre ile ayrılığı ortadan kaldırmak ve tüm örgütü bir merkeze bağlamak amaçlandı. Kongre sonucunda Prens Sabahattin'in özel mülkiyet ve özel girişimi desteklenmesi, merkeziyetçiliğin sınırlandırılaraj yerel yönetimlerin güçlendirilmesini, Eğitiminde bu amaçlar doğrultusunda şekillendirilmesini isteyen görüşler etrafında toplananlar "Teşebbüs-i Şâhsi ve Adem-i Merkezi Cemiyeti" ni kurdular.
Sayfa 15 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
1889 yılında İttihad-ı Osmani adıyla temelleri Sirkeci'de Demirkapı'da Tıbbiye-i Askerîye' mektebinde kurulmuş olan İttihat ve Terakki Cemiyeti gelişerek 1908 yılında Anayasayı uygulama sürecine koyması için Abdülhamid'in zorlayan en büyük güç olmuştur. Anayasayı geri getirme mücadelesinin liderliğini üstlenen İttihat ve Terakki Cemiyeti kısa aralarla da olsa 1908'den Mütareke yıllarına kadar ülkeyi yönetecektir.
Sayfa 14 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
İttihat ve Terakki Cemiyeti, II. Abdülhamid'e karşı verdiği mücadele sonunda II. Meşrutiyetin ilan edilmesini sağlayarak ülke yönetimini ele geçirerek kendi parti diktatörlüğünü kurdu. Komitacı faaliyetlerini sürdürerek yönetici kadrolarını uzun süre gizli tutmuştur... İttihat ve Terakki Cemiyeti çok karmaşık nitelikli bir örgüttür. Cemiyete üye kabul edilirken çeşitli şartlar aranır, uzun incelemeler yapılır, kefiller istenirdi. Üyelikten çıkmak söz konusu değildi.
Sayfa 13 - IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010
2023 OKUMA HEDEFİ
1/50 kitap - %2 tamamlandı
1 kitap okudu
50 kitap
160 sayfa
0 inceleme
12 alıntı
411 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.