Timurlenk
Onca masanın, sandalyenin hiçbiri boş değil; bu yüzden kendilerine oturacak yer bulamadan oradan oraya gezen gariban bir grup var salonda. Çoğu genç, bakımsız, yoksul ama zeki bakışlı erkekler. Biri de genç bir kadın. Birbirlerinden hiç ayrılmadan o masadan bu masaya geziyorlar, oturacak bir tek sandalye bile bulamadan. Bırakın onları
Sayfa 262 - Edebi ve ebedi gölgelere dairKitabı okudu
Gözlerini hiç indirmeden, sanki yıldızlara anlatıyormuş gibi söylemeye başladı: "Onu seviyorum, ne yapacağımı da hiç düşünmedim. Sen benim sevmemin nasıl olacağını bilirsin... Ben ki, arkamdan uşaklarını koşturan konak sahibi hanımlara başımı çevirmedim; yedi köye hükmeden eşraf bana gelip: 'Kızım senin için yataklara düştü, Çingene olduğunu unutup seni evlat gibi sineme basacağım, yalnız gel, gel de kızımızı kurtar!..' diye yalvardılar da, gene cevap vermeden yoluma gittim; işte şimdi bu bir kolu olmayan kızı seviyorum. Onu alamam, onu kaçıramam... Halbuki o da beni seviyor. Bunu bana evvelisi gün ağlayarak söyledi. 'Gel,' dedim, 'beraber kaçalım.' Acı acı güldü, 'Ağam,' dedi, 'ben senden noksanım, bana sadaka mı veriyorsun?..' Onu nasıl sevdiğimi anlatım: bana kolunun yerine kalbini veriyorsun,' dedim, 'bir kalp bir koldan daha mı az değerlidir?'
Sayfa 19 - Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ancak yalın yazabilmek cesaret ister çünkü böyle yaptığınız takdirde anlaşılması zor olan yazıyı 24 ayar bir zekanın simgesi gibi gören insanların inançları yüzünden basit diye nitelenme, küçümsenme tehlikesiyle yüzyüze kalırsınız. İnsanlarda bu eğilim öyle güçlüdür ki, Montaigne şunu sorar kendine; acaba üniversite hocaları, o herkesten çok değer
Sayfa 196Kitabı okudu
O kaynağa (Kuran ve Sünnet) , yalnızca manevî haz alma ve inceleme amacıyla değil, amel etmek ve hayata geçirmek; varolabilmek için nasıl olmamız gerektiğini öğrenmek amacıyla yaklaşmalıyız. Bu esnada Kur'an'da edebî/sanatsal güzelliğe, etkileyici anlatım tekniği ile zikredilen kıssalara, kıyamet sahnelerine, direkt olarak vicdanlara nüfuz eden bir mantığa ve manevî haz almak isteyen araştırmacıların aradığı diğer unsurlara da rastlayacağız. ANCAK BUNLARLA, ONLARI ASIL HEDEF EDİNMEKSİZİN KARŞILAŞACAĞIZ. Zira bizim asıl gayemiz, Kur'an'ın neler yapmamızı, nasıl bir dünya görüşüne sahip olmamızı, Allah hakkında ne tür bir düşünce içerisinde olmamızı, ahlakımızın, tavrımızın, toplum düzenimizin nasıl olmasını istediğini öğrenmektir.
Sayfa 23 - Beka Yayıncılık
Nasıl bir anlatım.
Ağzın mağarasında Tek başına kıpırdayan Canlı dil hayvanında İsmini bulup çıkarmaya Adını koymaya saldıran Zehir uçları sancılar.
Sayfa 58 - Beyan YKitabı okudu
Doğrusu ben, yeni olsun diye uğraşıyor değilim. Bir şeyi nasıl yazacağım diye düşünürüm. Yaza boza, nasıl yazılması gerektiğini düşünüyor isem, ki bu fazla bir şey de demek değildir, o hale getirmeğe çalışırım. O hale getirdiğim zaman, ben yenilik olsun diye yapmış değilimdir bunu, ama birtakım alışılagelmiş anlatı ya da anlatım biçimleri bana yetmemiştir ya da onların dışına çıkmak istemişimdir. Olabilir. Ama yenilik olsun diye değil, yapmak istediğim bir şeyi yapmağa çalışıyorum. Yenilik olsun diye uğraşmıyorum. Şimdi, okurlar bunu (şimdi değil ya, vaktiyle öyle olmuştur) bir bulmaca diye görmüşlerse, alışageldikleri anlatı biçimlerinin ya da anlatı yollarının dışına çıktığı içindir belki. Alışılmış bir şey, alışıldığı kalıplar içerisinde anlaşılır, kolay görünüyor. Burada öyle değil belki ama, bana alışılmış olması hiç mi düşünülemez? Benim yazıma alışılmış olması?
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
512 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.