Bilenler bilir, Nazım Hikmet, Saman Sarısı adlı şiirinde ressam arkadaşı Abidin Dino'ya sorar; "Sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin" diye. Tanımlamaya ya da çizmeye çalıştığınızda, mutluluğu ifade etmek gerçekten çok zor gözükebilir. Ama bu zorluk, biz sinirbilimciler için kesinlikle geçerli değildir. Çünkü bizim için mutluluğun tanımı çok basittir. Yani size mutluluğun resmini çizemem ama formülünü verebilirim. Dopamin, serotonin ve diğerleri. Teknik olarak yeryüzü üzerinde sizi mutlu eden her şey, dopamin ve benzeri nörotransmitterlerin beyninizde yarattığı etkilerdir.
hoşça kal demeğe hazır olan avucunda ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı.
İnsanlar sizi çağırıyorum:
Kitaplar, ağaçlar ve balıklar için
Buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
Üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığım yoktu.
oysa karyola tahtaydı dardı.
genç bir kadın uyuyor başka bir karyolada.
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
yitirdim ansızın seni
oysa ansızın değil çünkü önce yitirdim avucumda elinin sıcaklığını senin
sonra elinin yumuşak ağırlığını yitirdim avucumda
sonra elini
ve ayrılık parmaklarımızın birbirine ilk değişinde başlamıştı çoktan