...oda onu bir tür nostaljiye, eski zamanların anısına sürüklemişti. Böyle bir odada, çaydanlık kaynayadursun, şöminenin karşısındaki kanepede ayarlarını uzatıp oturmak, hiçte yabancısı olmadığı bir şey gibi gelmişti: bir başına, tümüyle güvende, ne bir gözetleyen ne buyurgan bir duyuru, çaydanlığın fokurtusu ve saatin dostça tiktakları dışında ne bir ses ne bir nefes.