Hallac da senin tabirinle âşık o halde. "Enel Hak" sözü ile küfür işlemedi mi? - Ne kadar kolay değil mi insanları küfürle günahla itham etmek. Älimlik kolaydır, âşıklık kısmet işidir. Aşık olan, Hallac'ın maksadını anlar. - Neymiş Hallac'ın matlubu? İzah et de anlayalım. - "Enel Hak" kelamının manası, Allah'ı tanımaktır. Hallac, bu sözü söylerken, şunu diyordu anlayanlara: 'Ben Allah'ın tefsiriyim, Rahman suresi birinci ayeti anlattı bize. "Rahîm olan Allah Kur'an'ı öğretti, açıkladı, tefsir etti." Tefsiri Allah'tan dinleyeceğiz. Dünyalık tefsirler, insanların kendi içtihatlarıdır. Kur'an'ın açıklaması değildir. Kelime kelime tercüme etmek, Kur'an'ın bütünlüğünü ifade etmez. Kur'an'ı anlamanın yolu, tefsiri yudumlamanın usulü aşk yolunda olmaktır. Hallaç" Ene-l Hakk" dedi fakat halk, gerçeği anlayamadığı için onu darağacına çekti.
Kalbinden vur/ul/ mak
İçindeki sabır ne kadar sarsılmaz olursa, diyordu .., "muhatabını kalbinden o kadar emin vurursun!" . .. ne var ki kalbinden vurulanların asla karşılık vermedi­ğini önemsemedi. .
Sayfa 24 - Aylak adam Yayınları
Reklam
Ne var ki ülkenin bu hızlandırılmış tempoya hazırlıklı olmadığı açıktı. Fiyatlar yükseldi, enflasyon başladı, paranın değeri düştü. Bir Amerikan iktisatçısı, “Türkiye’nin iflasına giden yol,” diyordu, “dolar banknotlarıyla döşenmektedir.”
Hz. Bilal (radıyallahu anh] bir gün, o zayıf bedenine yüz sopa, yüz sırım yedi. Vücuduna aldığı sayısız darbeden teninden kanlar akıyordu. Fakat o hiç aldırmıyor, sadece, "Ahad, Ahad" diyordu. Sana gelince, ayağına bir diken batsa, can derdine düşersin. Ne kimseye sevgin kalır ne de kimseye nefretin. Böyle bir acziyet içindeyken, nasıl onların işlerine karışabilirsin? Bu baştan sona hatadır. Onlar öyledir, sen de böylesin. Ne zaman kadar böyle şaşırıp kalacaksın daha? Dilinden puta tapanlar bile kurtulmuş da sahabe incinmekte. Beyhude yere amel defterini kapkara ediyorsun. Dilini korursan emel topunu alır gidersin.
Sayfa 46
Dört yıl önceki yevmiye, bugün artık doymak için bile yeterli değil bu para, hayat o kadar pahalandı ki. Ufaklık, zayıf bedenine hükmeden fundalığın kökleriyle olan mücadelesini görmezden gelen ustabaşının insafına kalmıştı. Her gün saatlerce çabasıyla kökleri söküyordu, ama tanrım, o sadece bir çocuk, neden ona bu denli acı çektiriyorsun. Ustabaşı, bu çocuk orada ne yapıyorsa yapsın bizim işimize yaramaz, diyordu.
Sayfa 53 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
"N'olur, n'olur" diyordu, "bu zifiri karanlık bir tarafından delinse, güneş, ay, yıldız ışığı, ecinni gözü, her ne olursa olsun biraz ışık gelse, tanıdığım, tanımadığım bir şeyler görsem..."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.