Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
432 syf.
1/10 puan verdi
O HAYIN; ZALIM, VEFASIZ KİTAP.
Epeydir inceleme yazmıyordum, okuduğum kitapları kurcaladım ve kura çektim. Şanslı kitabımız Hercai imiş. Siz de hazırsanız başlayalım! Bu kitap, bir aşk hikayesini anlatıyormuş ama gel gör ki aşk kelimesini hak edecek tek bir sayfa bile bulamazsınız. İntikam ve aşkın iç içe geçtiği bir hikaye yaratmış yazarımız! Karakterlerin basitliği, o rollenmeleri, çekişmeleri ve aralarındaki ilişki, bir çöldeki kum tanesi kadar anlamsızdı. Mardin gibi büyüleyici bir mekânı bile harap etmişler. Bu muhteşem şehri, kitabın çirkin kurgusu ve karakterlerin sığlığı ile boğmuşlar. Mardin'in mistik atmosferini bertaraf etmiş pek kıymetli yazarımız. Dili zaten ayrı bir rezalet. Yazarın cümleleri birbirine düşman gibi, aralarında uyum yok. Sanki kelime dağarcığı bir ilkokul öğrencisinin seviyesindeymiş gibi. Kitabı okurken, insan kendini ortaokuldaki bir kompozisyon yarışmasını dinler gibi hissediyor. Sonuç olarak, bu kitap neden yazıldı bilmiyorum ama dizisi bile çekildi. Bu demek oluyor ki üzerinden çok fena para kazanıldı, yazık ki ne yazık... Eğer kıymetli vaktinizi harcamak ve okurken acı çekmek istiyorsanız, işte size mükemmel bir fırsat. Ama benim sizlere önerim; bu kitabı görmezden gelmek ve hayatınıza olduğu gibi devam etmek... Ha bu arada dizisi demişken, birkaç kez denk gelmiş ve bir göz atmıştım zamanında. Allah'ım ne kadar iğrenç bir diziydi böyle! E çünkü kaynağı ortada dizinin, iyi olma ihtimali var mı ki? Hele o erkek oyuncunun ortalıkta "Boboanne, boboanne!" diye gezinmesi, o ses tonu... Hatırladıkça içim geçiyor, neyse daha fazla uzatmayayım çünkü ben rahatsız oluyorum.
Hercai
HercaiSümeyye Koç · Epsilon Yayınları · 20172,950 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
17 günde okudu
ANNEMİN ÖLDÜĞÜNE SEVİNDİM İNCELEMESİ
İcarly küçükken çok severek izlediğim bir diziydi ve Jennette in böyle şeyler yaşadığına inanamıyorum biraz hayalkırıklığı ve suçluluk duygusuyla doldum okurken çünkü küçükken Sam en sevdiğim karakterlerden biriydi ve her şeyin arkaplanında böyle şeyler yaşadığını bilmek çok üzücü geldi... Kitabı zaten çok merak ederim aldım, ağır bir kitap
Annemin Öldüğüne Sevindim
Annemin Öldüğüne SevindimJennette McCurdy · Pegasus Yayınları · 2024165 okunma
Reklam
Ben Gri
2022 / 1 sezon, 8 bölüm / Eylül 2023 de izledim FİNAL Kanal / Nerden izlerim : Disney+ / İnternet Puan IMDb : 6.4 / Benim : 8 Tür: Psikolojik Dram / +16 KONU : Ben Gri, kızının başına gelen bir olay sonrası hayatı değişen saygın bir avukat olan Fuat'ın hikayesini konu ediyor. Kızının yaşadığı olayın intikamını almak isteyen Fuat, bu sırada esrarengiz bir mesaj alır. Bu mesaj Fuat'ın kendi içindeki karanlıkla yüzleşmesine neden olur. YORUM : OGM Pictures yapımı, yönetmenliğini Taylan Biraderlerin yaptığı dizinin başrollerinde Timuçin Esen ve Ebru Özkan yer alıyor. Dizi tam anlamıyla psikolojik dram hatta gerilim. Bir baba kızı için ne yapar, sınırları nedir? Sınırları var mıdır? Bana biraz Your Honor tarzında geldi. Onun çakması gibi sanki. Ama gerek oyunculuklar gerekse sosyal yaşantının hayatımıza etkileri konusundaki keskin tespitleri açısından seyri keyifli güzel bir diziydi. Zaten Timuçin Esen varsa ne kadar kötü olabilir ki ☺️ Siz izlediniz mi? İzleyenler varsa yorumlara bekliyorum Herkese keyifli seyirler
Kocchi Muite yo Mukai-kun (son bölüm)
"Herkes mutlu olmak için yaşar. Ama mutluluğun nerede olduğunu ya da nasıl yakalanacağını bilmediğimiz için takılıp kalırız ya da kayboluruz. Ama gerçekte belki de mutluluk verecek bir hedef yok. Bazen biri bana bir hedef çizse ne kadar kolay olurdu diye düşünsem de yolumuza kendimiz karar vermeliyiz. Bazen yalnız yürüyoruz. Bazen biriyle yürüyoruz. Ama durmuyoruz. " -*Mukai-kun* ¶ " Mutlu zamanlarım da oldu, mutsuz zamanlarım da. Böyle hissediyorum. Çünkü bir şeyi yaptın ya da elde ettin diye sonsuza dek mutlu olamazsın... Bugün mutlu olsan bile, yarın endişelenecek bir şey çıkabilir. Hayat böyle. Ama geriye dönüp baktığımda genel olarak mutluyum. Önemli olan da bu. " -*Mukai-kun no Okaasan* ¶ Japon dizileri hep açık uçlu bitse de ben bu dizide ikili ilişkilerde gerçekte ne aradığını anlamaya çalışan Mukai-kun'u sevdim. Belki de bende tam olarak ne istediğimi bilmediğimden, kendi iç sesimle yüzleşmiş gibi oldum bazı yerlerinde. Kültürel olarak, inanç ve hayat tarzı olarak kendi yaşantımla arasında dağlar kadar fark olsa da Mukai-kun'un arayış ve sorgulama hali beni içine çekti dizinin. Japonların düşünce şekli, hayata bakışları espiri anlayışları çok farklı. O nedenle herkese hitap etmeyebilir, sıkıcı gelebilir. Bana göre keyifli bir diziydi. Farklı dizi arayışında olanlar varsa şans verebilir. İzleyenlerin yorumlarını merak ediyorum. Sizin dikkatinizi neler çekecek acaba?? :)
Ozark aksiyonu bol harika bir diziydi.
"İçinde beş milyon olan bir çanta buldun diyelim. Ne satın alırsın? Bir yat, bir araba, bir villa... Üzgünüm gelir idaresi o parayla herhangi bir şey almana izin vermez. Parayı bankaya koyman gerekir. Ama sorun burada başlar, bu kara para fazla temizdir. Bir banka kasasından yeni çıkmış gibidir. Bu parayı eski gibi göstermen gerekmektedir. Hırpalaman, yıpratman, kirletmen gerekmektedir. Ardından nakitle çalışan bir iş bulmalısın. Keyifli ve hesap defterleriyle kolaylıkla oynanan bir iş ve kredi kartı ekstreleri falan olmamalı. Elindeki beş milyonu keyifle kazandığın nakit paranın arasına katarsın. Ardından bir Amerikan bankasından yola çıkan bu karışım, gelir idaresine tabi olmayan bir ülkenin bankasına gider. Ardından sıradan vadesiz bir hesaba yatar ve iş biter. Artık parana ATM'lerden ulaşabiliyorsunuzdur paran aklanmış ve kullanıma hazırdır." (Ozark)
Marty. Ruth ve kaçık DarleneKitabı okudu
304 syf.
4/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitapta doğaüstü bir varlık olan Goblin'in hikayesini okuyoruz. Kim Shin, dokuz yüz yıl önce kralın emriyle kalbine kılıç saplanarak öldürülür. Yıllar sonra Tanrı ile bir bahse girer ve hizmetkârı sayesinde tekrar dirilir. Ancak bunun elbet bir bedeli vardır. Doğaüstü bir varlık olan Goblin'e dönüşür ve Tanrı tarafından ölümsüzlükle
Goblin 1
Goblin 1Kim Su-Yeon · Olimpos Yayınları · 2019319 okunma
Reklam
Okunmaması ve izlenmemesi ne varsa okundu izlendi
Gülseren B. psikiyatrlığının kapılarını senaryolara açtı, izleyicileri toksik yaşantıların kader motifi sebebiyle kesiştiği insanları canlandıran oyuncuları şiplerken asıl konudan uzaklaşıldı, bu bir dizi ancak sadece bir dizi değildi o bir başka başka toksik hayatların başka başka toksik hayatlarla karıştırılmış ne de olsa hiprokat yeminli bir
Heidegger ölüm üzerine bir dizi çekseydi herhalde böyle bir şey olurdu. Ölüm, kayıplar ve yasın anlamına dair çok güzel bir diziydi. Bugün finalini izledim. Eğer bilseydim finali izlemeden önce bir ambulans da çağırırdım. İnsanı yerden yere vurabilecek bir sonu vardı. Ki zaten konusu itibariyle baştan sona ağırdı. Bazen bir kitabı okuduktan sonra günün birinde yeniden bazı sayfalarını açıp eski bir dostu görür gibi olmak istiyoruz. Bazen de bir diziyi bitirdikten sonra ara sıra açıp herhangi bir bölümünü öylesine yeniden izlemek, dizinin akıp geçmesini yeniden görmek. Six Feet Under benim için öyle oldu. Son bölümü izlemekle birlikte dizi bittikten hemen sonra özlemeye de başladım. Uzun soluklu dizilerin bitişi bir boşluk bırakıyor ki bu da öyleydi. Dizideki birçok arkadaşla vedalaşır gibi olduk, taa ki bir gün bir yerlerde yeniden rastlaşana dek. En sevdiğim karakter ise Nate’ti. Ne kadar ilginç değil mi, dünyanın bambaşka bir yerinde yaşayan bambaşka koşulları, bambaşka kültürü olan biriyle ortaklık kurabiliyoruz. Bu da hem senaristlerin hem de oyuncunun başarısı sanırım. Sanat böyle bir şey, uzakları yakın ediyor. Uzun zamandır burada hiçbir şey yazmıyordum ama insanı böylesine duygulandıran bir şeyi de insan paylaşmak istiyor, insanın eli yazıya gidiyor. İşte öyle. ☺️ #sixfeetunder
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.