"Ne güzel, değil mi? İnsanın yağmura ayıracak boş zamanının olması başlı başına bir mutluluk bence. Yaşama sanatı denen şeyin içinde bu da vardır mutlaka... Bak aklıma ne geldi, çay yapayım mı? Bu havada ne güzel çay içilir!"
Bir Solgun Adam
Bir Solgun Adam
Sayfa 128
İÇTE ÖZERK DIŞTA BAĞIMLI MÜSLÜMAN NASIL OLMALI?
Bizi bir arada tutan farklılıklarımızdır düşünce ve fikir itibariyle. Bu söylem Gayretullah'a dokunmadığı sürece, İslam'ın özüne zarar vermediği sürece bir sıkıntı yoktur. Ama maalesef günümüz şartlarında bazı kimselerin fikirleri İslam'a ve müslümanlara ( Gerçek anlamda Müslümanlara) çok büyük zararlar vermektedir. İlk başta
Reklam
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan. Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Ali Lidar
Ali Lidar
Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı? Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı! Kötü kitaplar okumak kötü
Kadının en eski ikilemi çocuk doğurmak ya da kendini öldürmek değil mi zaten. Ben böyle iki seçenek arasında gidip gelince neden şaşırdın canım. Her istek eyleme dönüşecek diye bir şey yok. Bak, hiç olmazsa ortaya bir sürü laf çıktı. Öyle ya da böyle, bugünlerde buna bile şükredeceksin. Yüreğimizi kırk yılda bir hızlandıran ufak heyecanları artık yazamaz olduk, biliyorsun. Sözcükler hemen geri gidiyor yuvasına. Yüreği tüketenler ise bak nasıl dilde. Mesela ben bir dostu özledim. Yarın da bu özlemi bir güzel allayıp pullayıp yazacağım. Hiç bitmeyecek yonttuğum kara imgeler. Sen de bir köşede durup izlersin, ah vah dersin belki. Aman, diğer seyircileri rahatsız etme de. Hem gözlerindeki bu fazlaca kaygıyı hiç beğenmedim. Sen bence ne felsefeden ne siyasetten ne de sanattan anlıyorsun. Temsil edileni bir çocuğun sezdiği kadar bile sezemiyorsun. Hadi başka sirke.
"Sana bir kez daha tutuldum..."
Merhaba sevgili. Umarım güzel bir bayram geçirmişsindir. Ben İstanbul'daydım. Senin şehrinden, sana da zamanında bahsettiğim iki arkadaşımdan birisi geldi. Birkaç kez onunla buluştum, onun dışında tek başımaydım. Alıştım sevgili :)). Bugün yine bir şeylerin yıl dönümü. Yine kim bilir ne için yazmaya başladım değil mi sevgili, kim bilir o gün
KAVAK YELLERİ
Sevgili okuyucular! Özdemir Asaf'ın "Mesaj" adlı şiirini okuyalım. Ardından okuma yolculuğumuza devam edelim. "Ölebilirim bu genç yaşımda, En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda, Sevgilim, Seni bir akşamüstü düşündürebilirim." "Kavak yelleri" derken kişi kavağa, aklından geçenler yele mi benzetilmiş? Geçici âşık olma hâli sanırım. Kalbin değil, aklın yönlendirdiği sevgi... "Yalnız ne gariptir ki aşk geçer fakat başladığı yerlerde izi kalır." demiş Reşat Nuri Güntekin. Neyse... "Başında kavak yeli esmek" deyimini TDK, şöyle açıklamış: 1) Genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak. 2) Gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek. Kavak Yelleri; sözleri Nilüfer ve Ülkü Aker'e, müziği Buğra Uğur'a ait Nilüfer'in 1992 yılı "Yine Yeni Yeniden" albümünden bir şarkısıdır. Yaşça kendisinden küçük olan birine âşık olan birinin çaresizlik ifadesi... Bir yakarış, bir yardım çığlığı, bir çıkmaz sokak bestesi... Şarkımızın sözlerinin birazını okuyalım. "Delilik biliyorum senle olmak delilik Takılıp kaldım karşı koymam imkânsız Yaşanan yıllarım senden çok daha fazla Hüzünlerim alır gider sevinçlerimi İçimde yılgın rüzgârların ayak sesleri Sende daha yeni yeni kavak yelleri Doğrusu, yanlışı, ağrısı, sancısı ne varsa yaşanacak Gözyaşı, ayrılık, pişmanlık, dargınlık hepsi benim olacak"
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.