Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir şeye hemen itiraz etme... Belki ilmin yetmemiş olabilir... Belki yanlış anlamış olabilirsin... Belki o konuyu tam olarak bilmiyor olabilirsin... Belki istisnalar vardır... Belki göremediğin tarafı vardır... Belki susman gereken yerdir... Belki bir şey öğrenmen içindir... Belki niyet farklıdır... Belki anlayış farkı vardır... Belki değerlere verilen anlamlar farklıdır... Belki doğrudur... Belki de yanlıştır... Ne olursa olsun bir bilinç seviyesinde açıklanan ve o bilince göre doğru bir tespittir... Her şeye hemen itiraz etme... Ben burdan ne alabilirim kendi adıma de... Sevgiyle
İyi geceler
Doğru eş hayatınızı kurtarır, sizi dinlemesini bilen, isteklerinize saygı duyan, ne olursa olsun yanınızda olan insanlar sizi her zaman 10 adım ileriye götürür, doğru eş tercihi hayatınızda yapacağınız en önemli tercihtir. kendinizi ziyan etmeyin.
Reklam
Türk Ülküsü...
"Tehlikeler nereden gelirse gelsin ve ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı Türk Ülküsü'dür."
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Kalbiniz ne kadar iyi olursa olsun, sonunda insanlara onların davrandığı gibi davranmak zorunda kalıyorsunuz.
Kardeşim Erdal! (Ben Edip) Mektubunu, çok sıkıntılı bir günün en korkunç noktasında ele geçirdim. Bütün gece şişman ve iyi kalpli bir adamla bakıp bakıp içtik. “Nereye baktınız?” diyeceksin, bilsem söylemez miydim. İki marul yediğimi, sarışın bir kızla konuştuğumu, şişman adama elimle “hadi eyvallah...” dediğimi hatırlıyorum sadece. Bunu şimdi hatırlıyorum. Simsiyah bir geceden bunlar kalmış aklımda. Bir de o korkunçluk noktasındaki ışık. Sana mektup yazacağımı biliyor muydum ne... Ya dünkü gün; o neydi o... Sur dışlarına çıktım, mezarlıklara gittim, mezarlıktaki bir havuz beynimi deldi. Suyun bu kadar katı olduğunu bilmezdim. Sonra bir karga gördüm galiba. Karga mıydı, yoksa kuş türlerinin hepsi birlikte mi uçuyordu, kestiremedim işte. Kimse ölmedi. İşim vardı oralarda; bir gün önce düşündüğümü aramaya çıkmıştım belki de. Olabilir (Ne güzel kelime şu “olabilir”). Sur kapısında bir eskici duruyordu. İğnesi, çekici, tanrısıyla duruyordu. Yanındaki tasa bir kösele parçası koymuş, onu cızırdatıyordu. Bendeki bir bakış daha doğrusu bir merak ipliği gidip geldi. Yaşasın dünyanın bütün surları! Sonra mezarlıklara girdim, biraz yürüdüm, çay içtim, bostanlara baktım (akşam yediğim marulları, bostanlara bağlayabilir miyiz). Dönüyordum galiba. Başladım “sıkıntı” kelimesini kurcalamaya işte. Önce şunu icat ettim: Sıkıntı, insanın iki nokta, daha doğrusu iki ölüm arasında olduğunu bilmesiydi. Ne olursa olsun böyleydi bu. Hareket noktamı bulmuştum. Düşünmeye başladım. Neyi? Kesin sıkıntıları: ------------------------------------------ Edip Cansever'den Erdal Öz'e Mektuplar 4 Nisan 1958
Sevgili kendim, hayallerine giden tek yol iyilikten geçiyor. Şartlar ne olursa olsun daha iyi biri olmaya ve kendine yakışanı yapmaya devam et.
Reklam
"Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş, sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmediçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol, telâşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da
Nesnenin mekanik şekilde parça- lanması, çözülmeyi yalnız belirli oranda hızlandırabilirdi. Kartopunu bir anda eritmek imkânsızdır. Zaman ister, derecesi ne kadar yüksek olursa olsun hiçbir ısı belirli süreden önce karı eritemez, Tersine ısı ne kadar çok olursa kalan kar o kadar sertleşir.
Hayatta olan biten ne denli tuhaf olursa olsun, bir kötülüğü yoksa kimseye, kime ne? O ne der, şu ne düşünür diye diye, istemediği şeyleri yapmak yahut istediği şeylerden vazgeçmek zorunda mı insan? Mehmet Eroğlu, "Yaşanan her serüven insan hayatında eksik kalan bir resmin tamamlanmasıdır," der. Olanlar oldu, yaşananlar yaşandı sevgili okur. Artık sadece kendi sesimizi dinleyeceğimiz günlere... Var olun.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.