Çünkü onun derdi Türk'ün varlığıdır...
Türkiyeli aydın, bunların hiç birisi olmasa da ihanete müheyyadır; siyasetin ifsadı idi, sermaye idi vesaire, bütün bunlar zaittir onun ihaneti için, yani onlar olmasa da bu melaneti işleyecektir. Çünkü onun derdi Türk'ün varlığıdır. O, Türk'e tahammül edemediği için ihanet etmektedir; o komünist olur, komünist olmak için değil, komünizm ölür, liboş olur, küreselci olmak için değil, Kürt'ü sevmez Kürtçü olur, Alevi'yi sevmez, Alevici olur, Ermeni'yi sevmez Ermenici olur; AB o'nu ilgilendirmez, AB'ci olur; bir ve yalnız tek sebeble: O, Türk'e mazarrah dokunacak olan ne varsa bit gibi orada biter. Onun hiçbir yüksek ideali, hiçbir şeye sevgisi yoktur, hiçbir şeye sadakat duymaz, onu diri ve ayakta tutan tek şey, sevdikleri değil, sadece ve yalnız Türk'e olan dinmez nefreti, zift gibi yapışkan, kapkara kinidir. -Prof. Dr. Durmuş Hacıoğlu
Sayfa 169Kitabı okudu
Sanki Erivan'da yayın yapan Ermeni televizyonunda Türk tezi anlatılabiliyormuş gibi, objektiflik adına Ermeni soykırımını savunan "aydın/bilim/operasyon adamları" televizyon televizyon ortada dolaşmaya başlamışlardır. Bu süreçte Türk tezini savunan bilim adamlarına ise televizyonlarda âdeta ambargo uygulanmıştır. Bu aydın/bilim/operasyon adamlarının ruh halini Prof.Dr. Durmuş Hocaoğlu şu şekilde tanımlamaktadır: "Türkiyeli aydın, bunların hiç birisi olmasa da ihanete müheyyadır; siyasetin ifsadı idi, sermaye idi vesaire, bütün bunlar zaittir onun ihaneti için, yani onlar olmasa da bu melaneti işleyecektir. Çünkü onun derdi Türk'ün varlığıdır. O, Türk'e tahammül edemediği için ihanet etmektedir; o komünist olur, komünist olmak için değil, komünizm ölür, liboş olur, küreselci olmak için değil, Kürt'ü sevmez Kürtçü olur, Alevi'yi sevmez, Alevici olur, Ermeni'yi sevmez Ermenici olur; AB o'nu ilgilendirmez, AB'ci olur; bir ve yalnız tek sebeble: O, Türk'e mazarrah dokunacak olan ne varsa bit gibi orada biter. Onun hiçbir yüksek ideali, hiçbir şeye sevgisi yoktur, hiçbir şeye sadakat duymaz, onu diri ve ayakta tutan tek şey, sevdikleri değil, sadece ve yalnız Türk'e olan dinmez nefreti, zift gibi yapışkan, kapkara kinidir."
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Tehciri değerlendiren sosyalist Ermeni tarihçi A.B. Karinyan, 1925'de yazdığı "Emperyalist Savaş ve Ermenistan" adlı kitabında şöyle demektedir: "Çünkü Avrupalılara yardım ve yataklık eden unsurun, Türkiye'de yaşayan Hıristiyan nüfus olduğu biliniyor. Bu durum, emperyalizme hizmet eden Ermenilere, Süryanilere ve Rumlara kuvvetli darbeler indirdi. Bu sebeble, Ermeni kırımının gerçek sahipleri, Avrupalı emperyalistler ve talimatlarıyla hareket eden Hıristiyan misyonerlerdir. Onların Türkiye'deki kültür taşıma faaliyetleri, iyilikten çok kötülük getirmiştir. Çalışmaları ve politikaları sonucunda Türkiye'nin zengin yerleri yıkıma uğramış, nüfus ise kırılmıştır." Taşnak Partisi'nin 1923'de yapılan kongresine sunduğu raporda parti lideri Kaçaznuni tehciri şu şekilde değerlendirmiştir:"1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu. Tarihsel Ermenistan'ın, bize devreden gelenekler ve Avrupa diplomasisinin vaatleri doğrultusunda, bağımsızlığımızın temelini oluşturması gereken bölgeleri boşaltıldı; Ermeni vilayetleri Ermenisiz kaldı. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır."
İstikametten bahsediyor. Rüyanın bir nimet olduğunu anlatıyor. Şunun için nimet: "İnsanın hayatı da bir rüya, ama rüyada gördüklerini dünyada görse dayanamaz, bu bakımdan nimet." Hud sûresini hatırlatıyor. Allah Resûlü'nün "Hud sûresi beni ihtiyarlattı" hadîsini naklediyor. "Herkes aynı şeyi görmüyor" diyor. "Futbol oynamak bir eğlencedir" diyor "Ama göklerde neler oluyor, insan onları görse ne hale gelir. Onlar da bir eğlence, bu sebeble istikamete bakmak lâzım" diye devam ediyor. Ve bana ilginç gelen bir cümle sarf ediyor. Bakmak, görmek mevzuu üzerindeyken, benim kendisiyle alâkalı şeylerden bahsederken arkadaşlara misâl olarak verdiğim "Allah Resûlü'nü Ebu Cehil de gördü Ebu Bekir de" sözünü söylüyor. Bu arada hissettirmeye çalıştığı şeyleri anlıyorum ama yazmayı zül kabul ettiğimden yazamıyorum. Zaten beceremem de...
Sayfa 32
MUTLAK OLANA NİSBETLE BİR KIYMET...
- "(...) İnsan düşüncesi de, kendi vasfıyla bir sınırda! Hayâl mayâl ürünü ne varsa, hepsi sadece MUTLAK olana nisbetle bir kıymet. MUTLAK yerine şu veya bu sebeble kabul edilmişlerin foyası, hayâl, fikir ve ilim faaliyeti içinde mutlaka ortaya çıkar: TARİHİ’ne bak!.."
Sayfa 158 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Taaddüd‐i zevcât; çıplaklığı, kadın erkek beraberliğini, cinsel nitelikli mûsikiyi, zinâyı, homoseksüelliği, seviciliği, röntgenciliği... ve cinsel fuhuş endüstrisini yasaklayan ve yasakladıkları için de cezalar düzenleyen İslâm Dîni’nin evlilik yanında meşrû tanıdığı tek cinsel görünümlü müessesedir. İslâm, taaddüd‐i zevcâtı ne emir ve ne de tavsiye buyurmuştur. Yalnızca ruhsat vermiştir. Bu ruhsatı veren de bu dinin vâzıı ve insanın yaratıcısı Allah’dır. Allah erkeklerin de kadınların da Rabbidir. O, kullarından ne erkeklere, ne de kadınlara zulmedicidir. Bunun içindir ki Allah Âdem için bir Havva yaratmıştır. Taaddüd‐i zevcâtı örneklendiren de Allah’ın Resûlü Hz. Muhammed’dir. O, yalnız erkeklerin değil kadınların da peygamberidir. O, ümmetinin erkeklerine de kadınlarına da pek merhametlidir. Bu sebeble taaddüd‐i zevcât bir adâlet, hikmet ve merhamet kurumudur.
Sayfa 633Kitabı okudu
Reklam
Bir insan, kötü bir şeye ömür boyu sabredemez, Bu sebeble bedelini öne çekerek durumu öne çekip hafifletmeye ya da sonlandırmaya çalışır. ‘’ ACIYI YAŞAYAN DİBİ GÖRÜR ‘’ Bir bedeli ne kadar ötelersek, o kadar büyür. Aslolan bedelin ne olması gerektiğine karar vermek ! Bu önemli !!! … Kişi, mutlaka kararları ile test edilir. Baskı gelmeden kendisine
"Karasakal" derler bir muhterem Hocaefendi varmış. Konya'da veya Karaman'da, bir Hac kafilesine rehberlik ederek otobüsle yola koyulmuşlar. Sınırı geçmişler. Hoca da koyu sigara tiryakisi. Öndeki koltuğunda şöyle arka sıralara doğru bakmış, hemen herkesin ağzında bir sigara, tüttüre tüttüre Hacca gidiyorlar. Aşka gelmiş: -Ey
Sayfa 262Kitabı okudu
Karşınıza gelen biri, şikayeti ne olursa olsun, siz ona hastalığını söyleyinceye kadar henüz hasta değildir. Sadece bir "hasta adayı"dır. Bu sebeble dikkatli olun, "hasta adaylarını" gerçek hastalar yapmayın.
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Tek kelimeyle muhteşem bir çalışma
Zamanında arabca metinleriyle okuduğum birbirinden değerli Asırlara tekabül eden kavaid ilmi ile alakalı , kelam ilmi , usulü fıkıh, fıkıh , mantık , İlmi belâgat ilimleriyle alakalı onlarca kıymetli eserlere emekleri geçmiş musannif ve müellifler ki ,Osmanlı Medreselerinde okutulmuş nice paha biçilmez şaheserlerin hangi zamanda , ne emeklerle o ilmi bize miras bıraktıklarını araştırılmış halde bir kitapta toplanmış olarak görmekten çok çok mesrur oldum .Çok değerli ve zaman zaman bir fihrist gibi bakıp istifade edeceğim ,Alimlerin hayatlarının anlamını ve ilme kendilerini adamalarını örnek alacağım muhteşem bir eser. Bu kitaptaki zatların kıymetini anlamak için evvela onların yazdıkları eserlerden bir kaçını okuyarak ve anlayarak tatmak lazım ki , ne hissederek yazdığım anlaşılsın , bu sebeble okumayı tavsiye ederim elbette fakat eğer eserlerinden hiç birini okumadıysanız en azından okuduğunuz zaman edineceğiniz intiba “evet bir kişi tarihe mâl oluyorsa ya deli ya veli oluyor demekki ve o kadar kendini bir hakikate adamalı ki bıraktığı eserler binlerce yıl geçsede halen canlılığını koruyarak birilerinin kalplerinde ilmin ateşini yaksın ve harını taze tutsun”ve elbette onların bıraktıkları eserlerin kıymetli olmasının asıl sebebi ; hakiki ilim ve edille olan KUR’AN VE SÜNNET ilmini keşfetmemize yardımcı kitaplar olması. KİŞİLİKLERİMİZE BU İLİMLERLE DEĞER KATAN MÜBAREKLERİN ELLERİNDEN HÜRMETLE ÖPERİM
Şark'ın Büyük Alimleri
Şark'ın Büyük AlimleriSoner Demirsoy · Çamlıca Basım Yayın · 202149 okunma
459 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.