"İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini. Dinler de. Tatlı tatlı dinler. Sevgiden söz aç. Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak."
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Reklam
Dünyanın hiçbir yerinde ne bir kır evim var, ne de ailece geçirilmiş bir akşamın sonunda, tatlı bir huzur içinde, koca bir fincan çay getirecek yaşlı teyzelerim. Kurduğum hayal, metaforlarıyla, kahramanlarıyla çuvallamış durumda.
Thales...
Neyin zor olduğunu sorana: "Kendini tanımak"; neyin kolay olduğunu sorana: "Başkasına akıl vermek"; neyin en tatlı olduğunu sorana: "Kavuşmak"; tanrının ne olduğunu sorana: "Başı sonu olmayan şey"; gördüğü en acayip şeyin ne olduğunu sorana: "Yaşlı bir tiran"; insanın talihsizliğe en kolay nasıl katlanacağını sorana: "Düşmanlarını daha kötü durumda gördüğü takdirde"; en iyi ve en doğru nasıl yaşayacağımızı sorana: "Başkalarında kınadığımız şeyi kendimiz yapmadığımız takdirde"; "Kim mutludur?" -Bedence sağlıklı, ruhça becerikli, yaratılışça eğitimli olan" dedi.
Sayfa 28
Kitabın adı “Grapon Kağıtları” şiiri
“Sevgili Pollyanna, Radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde, İçimde dünyanın en eski kedisi Eski bir sobanın yanında uyuyordu. Çocuklar bir köşede Yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı Frenk elması da derler Sarılı kahverengili bir meyve. Annem işte öyle bir kadındı Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı: Ay dede orada ne yapıyor anne? Annem
Ah, yaşamak ne tatlı!
Sayfa 128 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sevgilinizde bulunmasını arzu ettiğiniz özellikler?
Sevgilim. Sevgilim. Sevgili olmalı. Anne olmalı. Kız kardeş olmalı. Eş olmalı. Göğsüne başımı yasladığımda huzur duymalıyım. Dizlerine yattığımda, şefkatle saçlarımı okşamalı. Evimiz cennet bahçe-lerinden bir bahçe olmalı. Benim bir padişah olduğumu bilme- li: gözdem olmalı, cariyem olmalı, sultanım ve kölem olmalı. Bana hizmet etmekten zevk almalı. Bunu bir ibadet olarak görmeli. Ondan razı olmam için elinden geleni yapmalı. Eğer bir insana secde etmeye izin verilseydi, bana secde etmesi gerektiğini bilmeli. İyi kalpli olmalı. Temiz olmalı. Güler yüzlü, tatlı dilli olmalı. Yahu ne anlattırıyorsunuz ki bana; sevgilim Mona Roza olmalı. Ah hah ha, zaten elimizde bu tarife uygun bir tane sevgili var: Mona Roza! Şurayı imzalayın lütfen. Eveeet. Hayırlı olsun. Bu yüzyılın talihlisi sizsiniz; unutmayın; Tanrının gözü üstünüzde! Evet. Tamam. İyi de, nasıl olacak? Cık cık çık çık! Siz beklemeyi bilen bir insansınız. Sabır! Sabır! Öyle ya, ben beklemenin ustasıyım
Ne güzel insanlar vardı eskiden. Çocukluğumuzu kaplamışlardı. Bir masal anlatırlardı Cinlerden, perilerden, Büyük annneler, büyük babalar vardı. O zaman hepsi uzaktı ölümden. Hem sevdirir hem korkuturlardı. Acı hikayeleri bile tatlı başlardı Demek bunun için gittiler hikayelerden. Ne güzel insanlar vardı eskiden.
“ Baktım durdum insanların yüzüne. Hani hikâye yazmak, onlara dair düşünmek için sanma! Sevmek için. Yüzlerine bakarak sevmek için. Köprüde vapurlar ne güzel bakar, düdükleri ne tatlı öter..”
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.