Küçük Prens
Elimizdeki eski haritaya karşın sık sık yolumuzu kaybediyorduk.Ancak, ne mutlu ki böyle durumlarda bize yardım edecek birilerine rastlıyorduk.Nereye gideceğimizi bir türlü kestiremediğimiz böyle bir durumda karşımıza bir adam çıktı.Adam küçük bir uçağı tamir ediyordu.Ona yolumuzu sorduğumuzda, -Tam olarak bilemiyorum ama şu yön olmalı, dedi. Sonrasında ekledi -Hiç buralarda küçük sarışın bir çocuk gördünüz mü? Görmemiştik. -Yazık, dedi.Görseydiniz ne iyi olurdu.Çölde ondan daha iyi bir arkadaş bulamazsınız.
Sayfa 113 - YKY
416 syf.
7/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Unutuluş'ta Obsidiyen'de yaşanan olayları Daemon'un gözünden okuyoruz, aslında Obsdiyen'den pek farkı yok ama bazı bölümler ve Daemon'un hareketlerinin arkasındaki sebepleri okumak oldukça güzeldi. Okurken seriyle ilgili bir çok şeyi unuttuğumu fark ettim, okudukça bazı şeyleri hatırlasam da bir çok ayrıntı gitmişti ne yazık ki. Unutuluş sayesinde serinin atmosferini bir kez daha yaşamış oldum, bazen hoşuma gitse de bazen ergen halleri beni oldukça sinir etti. Zaten genç-yetişkin türünü pek okumamamın sebebi bu, 16-18 yaş aralığındaki ergenlerin dünyayı kurtarması ve sonsuz aşklar yaşamasını saçma buluyorum. Unutuluş ilk kitabın neredeyse aynısı olsa da seriye yakışmış bence, seriyi sevenlerin zevkle okuyacağını düşünüyorum. Daha fazlası için; yorumatolyesi.blogspot.com/2016/09/unutulu...
Unutuluş
UnutuluşJennifer L. Armentrout · Dex Yayınevi · 2016363 okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
Bir alıntının son derece yeterli bir inceleme sağlayacağını düşünüyorum: "Bireyi, kendi kurallarına uymakla yükümlü bir köle gibi gören aile ve toplum düzeni değişmedikçe Kafka'nın 'Dönüşüm'ü daha okunacaktır." Bunun üzerine söylenecek laf yok belki de, ama birkaç şey daha eklemek niyetindeyim. Açıkçası, Kafka okurken insan ezilip büzüldüğünü, karamsarlıktan öleceğini ya da acıya daha fazla dayanamayacağını düşünmekten kendini alamıyor. Belki de kişiden kişiye değişen melankolik yapıdan böyledir, bilemiyorum. Lâkin ne zaman Kafka'dan bir-iki cümle okusam, oturup ağlayamayacak kadar boşluğa düşüyorum. Bu kitap da öyle bir his uyandırmıştı tam anlamıyla. "Herkes okumamalı," demek durumundayım ne yazık ki...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,4bin okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
Abidin Dino...Açıkçası şu ana kadar benim için yalnızca Türk bir ressamdı.Şimdi Abidin Dino'ya biraz farklı bir bakış açısıyla bakıyorum. Kitap ,hayatının bir kısmını anlatıyor.Ön sayfalarda kendi cümleleri varken diğer kısımda Yurt dışında yapılan bir söyleşinin kopyası alınmış.Aslında kendisi yazacakmış ama kısmet olmamış. Sanatçı çocukluğunda gerçekten çok şaşalı bir hayat sürmüş.Öyle böyle bir şaşaa değil bu.Uzun yıllar yurt dışında yaşasa bile Adana'da saatlerce at koşturulacak kadar çok toprakları varmış.Ama ne yazık ki Dünya savaşı bir canavar gibi yemiş bitirmiş o serveti. Sanatçının yaşadığı dönem ve çevre çok ilgimi çekti gerçekten.Picasso,Nazım Hikmet,Pablo Neruda...v.s.Çevresi bizim şu anda eserlerini okuduğumuz,müzelerde sergilediğimiz büyük bir kitlenin tanıdığı kişilerden oluşuyor.Söylediği hangi ismi araştırsam ünlü çıkıyor.Çok verimli yıllarmış. Sonuç:Daha ayrıntılı ve daha uzun olmasını isterdim.Güzel.
Kısa Hayat Öyküm
Kısa Hayat ÖykümAbidin Dino · Can Yayınları · 201764 okunma
Hasan Ali Yücel
Laik, çağdaş ve eğitimin duayeni aynı zamanda değerli şair Can Yücel'in babası Hasan Ali Yücel'in ismini taşıyan okulun adının değiştirilmesi beni derinden üzmüştür. Böyle yüce bir değere yapılan saygısızlık akıl alır gibi değil. Fikri ve vicdanı hür nesiller yetiştirecek, değerlerini kaybetmeyecek, Cumhuriyet ışığında aydınlık bir yolda ilerleyecek bir yönetim ve eğitim sistemi en büyük dileğim. Ne yazık ki dileğim... ~ ~ ~ ~ ~ ~ Cumhuriyetin kuruluş yıllarına damgasını vuran, Bakanlığı döneminde Ankara Üniversitesi Fen Fakültesinin, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin, Devlet Konservatuarının kurulmasını, Türkiye’nin UNESCO’ya girmesini sağlayan, Köy Enstitüleri'nin kurucusu, yazar, şair, çevirmen ve Can Yücel'in babası, efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in adını taşıyan Trabzon’daki ilkokulun ismi değiştirilmiştir.
Vefa ve sevgi yüklü bir öykü Can Pulak'tan bir hikâye… Yaşlı bir adam, sabah erkenden evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletin çarpmasıyla yere yuvarlanarak hafifçe yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı adamı hemen en yakın sağlık kurumuna ulaştırmışlar. Hemşireler ilk tedaviden sonra “Biraz bekleyin, röntgen çekerek bir kırık ya da çatlak olup olmadığını inceleyelim” demişler. Adam huysuzlanmış: “Çok acelem var, gitmem gerek. Röntgen filan istemiyorum.” “Aceleniz nedir beyefendi?” “Karım huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim. Gecikmek istemiyorum.” “Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz.” “Ne yazık ki karım Alzheimer hastası. Hiçbir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu bilmiyor.” “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” Adam buruk bir sesle cevap vermiş: “Ama ben onun kim olduğunu biliyorum!”
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.