Nebileyim
@Nebileyimmm
Raf: Nebileyim
989 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Dünya için yeni bir zaman başlıyor, yeni bir beden bilinci uç veriyordu: Büyük ortak bedenden koparak özgürlüğüne kavuşmasını pahalıya ödeyen, kaygılı bir beden. Çünkü insanoğlunun korumak, bakmak, ömrünü uzatmak için üzerine titrediği beden, ölürken yalnızdır, soyunun bedeninin, asla ölmeyen o büyük ortak bedenin manevi desteğinden yoksundur. İmanını mı kaybetti; işte o zaman birey kendi kendiyle karşı karşıya kalır… Ve belki de inançların, davranışların bu şekilde altüst olması, çağdaş insanın rahatsızlığının en büyük sebeplerinden biridir.
Protestanlarda beden küçümsenecek bir şey değildi; hatta korumaya, gerekirse kurtarılmaya layıktı. Doğuma hekim çağırmaya neden ilk önce Protestanların razı olduğu da böyle düşününce daha iyi anlaşılıyor. Doğumlara giren hekimlerin 18. yüzyılda diplomasız ebelere göre daha fazla hayat kurtardığı kabul ediliyordu. Yani onun bilgisinden kar edilmeli, deneyimlerinden fayda sağlanmalı ve gerekirse aletlerini kullanmasına da ses çıkarılmamalıydı. Bu kadar önemli bir meselede, iki hayat söz konusu iken, Katoliklerin insanlardan yardım almamak için bahane ettiği edebin, hayanın bir önemi kalmıyordu. Bir hayat kurtarma umudu, kalan her şeyin üstünde olmalıydı.
16. yüzyıldan itibaren beden sağlığını mümkün olduğu kadar uzun süre koruma düşüncesi yerleşmeye başlamıştı. Sağlıklı bedeni, güzel bir şekilde yaşlanmayı göklere çıkaran kitaplar bunun kanıtıdır.
Okur Takip Önerileri
Kişinin kendine, bedenine özen göstermeye başlamasıyla 17. yüzyılın ikinci yarısında doktorların cevap veremediği bir kişisel bakım merakı doğdu. Kısacası, 1680’le yaklaşık 1730 arasında, Avrupa bilinci krizinin yanında ikinci hir kriz, bir beden bilinci krizi yaşanıyordu: Birey sancılı bir şekilde kendini büyük ortak bedenin etkisinden kurtarıyordu. Bir bakıma, modern insanın doğuşunun bedeliydi bu.
Kopernik, Kepler, Galilei, kısa bir süre sonra da Newton gibi bilim adamları yeni bir dünya görüşünün, Vesalius da bedene yeni bir bakışın nirengi noktalarını belirleyebildilerse, bunun nedeni zihinlerin değişmiş olmasıydı. Doğa kanunlarının formüle edilmesi, insan bedeninin daha doğru ve ayrıntılı olarak öğrenilmesi, insanoğlunun hayatının anlamı ve oluşumu üzerine kendine sorduğu soruların ürünüdür; dünyanın ufku genişledikçe beden hakkında sorulan sorular da derinleşiyordu. Bedeninin işleyişinin sırrı neydi? Organların işlevi neydi? Ölümü yenmek için insan kendine nasıl bakmalıydı?
Mucize, şiddetin dünyasında, genellikle bedenen ya da zihinsel olarak zayıf olanların dertlerinin devasıdır. İnsanoğlunun mantığına meydan okuyan bu olay sayesinde bahtsızlar kah yollardaki haydutlardan ya da askerleden, kah onları korkun bir hücreye atan yargı makamlarından kurtulurlar.
Hıristiyanlık bir bedenin, İsa’nın bedeninin yok oluşu üzerine kuruldu…
Cenetteki alem, bütün cinsel arzulardan kurtulmuş bilge bedenin mekanıdır; ilk erkekle ilk kadının etrafını saran, çiftler halindeki hayvanlar da benzer bir ölçülü tavır içindedir. Ne tutkuları ne de itkileri olan bedenler. Tamiri mümkün olmayan şeyin yapılmasından hemen önce…
Günahkarın hor görülen bedeni, insanın yoldan çıkması gibi bir tehlike varsa, bunun bedenden geleceğini hiç aralıksız hatırlatırdı. Günah ve korku, beden korkusu, özellikle kadın bedeninin yarattığı korku, uyarıcı ya da kınayan nakaratlarda sürekli karşımıza çıkar. İnsanoğlu cennetten kovulduğundan bu yana günahlar pusudadır ve Aziz Antonius’la Aziz Hieronymus’un günaha yeniş düşmesi temasının resimlerde sürekli karşımıza çıkmasının nedeni, etin zayıf olduğunun, durumu ya da ruhsal gücü ne olursa olsun kimsenin iğvaya karşı savaşı kazanmış sayılamayacağının sürekli hatırlanmak istenmesidir.
Çağdaş toplumlarda bedensel kusursuzluğu ve güzelliği yaratan özellikler konusunda inkar edilemez bir şekilde, yavaş yavaş bir görüş birliği oluşurken, bir taraftan da birtakım kalıcı ayrımların ortaya çıktığı, herkesin aynı bakım olanaklarına sahip olamadığı, obezitenin en alt tabakalardaki grupların payına düştüğü, kişisel bakım imkanının ortamlara göre değiştiği doğru değil mi? Eşitsizlik, vücutlarda ve anatomik yapılarda da elle tutulur haldedir.
Onun sevgisi, bulduğu sevginin yalnızca küçük bir kısmı. Ölümlü sevgi ölümsüz sevgi için başlangıçtır yalnızca.
Onu yüreklerinizden çıkarmayın, dedi ejder sertçe. Çünkü eğer tüm umutlar ölürse, o zaman biz de ölürüz.
Özgür yürüyenlerin çoğu zindandadır.