Coşkun kalpten ölüyor. O sırada tiyatro patronu giriyor. Ne oldu? Gerçekten öldü mü? Yok canım oyun. Peki şimdi ne yapacağız? Ne mi yapacağız. Oyun bittiğine göre seyirciyi selamlayacağız. (Neden öldü? Kalpten öldü elbette. Yaa kalbi mi vardı. Evet kalbi olduğu için öldü. Oyunları çok ciddiye aldığı için öldü. Ciddi olmayan başka biri hiç olmazsa bir baygınlıkla filan yetinebilirdi. Coşkun'un kötü huyu: her olayı büyütürdü.)
#Muhtemelsonumuz#
İliğimle kemiğimle bu çağdan, bu çağın insanlarından nefret ediyorum. Nefretim öyle birkaç sözcükle ifade edilecek boyutta değil! Midem yaşananları kaldıramıyor. Aklım hayalim duruyor, yaşanan her iğrenç ânı duyunca insandan, insan denen soysuzlardan katlanarak nefret ediyorum nefret ediyorum nefret ediyorum!!!
Her güne yeni kötü bir haberle
Anlatıldığına göre,bir gün İsa (as) havarîlerine şöyle dedi:
- Şayet uyumakta olan bir arkadaşınızın yanından geçseniz ve o esnada da bazı avret yerlerinin rüzgâr tarafından açılmış olduğunu görseniz,ne yapardınız? Örter miydiniz? Havarîler,
-Elbette örterdik,diye cevap verdiler. İsa (as),
Hayır,belki geri kalan yerlerini de açardınız,dedi.Havarîler şaşkınlık içinde,
- Hayret! Neden onun geride kalan yerlerini de açalım ki! dediler.İsa (as) şöyle dedi:
- O halde dinleyin! Sizden birinizin yanında bir arkadaşınızın gıybeti yapılsa ve o kimse bahsedilen kişinin daha kötü hallerinden bahsetse,üzerindeki kalan elbiseleri de çıkarmış olmaz mı?
"Hepimiz parlayan bir ay gibiyiz ama görünmeyen karanlık bir tarafımız da var."
-Halil Cibran
Kitabı gerçekten çok beğendim, her şeyiyle harikaydı. Okumaktan çok keyif aldım. Normalde 10 verecektim ama bir yıldızı az sonra spoiler kısmında bahsedeceğim sebepten dolayı kırdım yoksa 10 yıldızlık bir kitaptı bana göre. 3. kitabı okumak
* evet tabii ki spoiler içerir
_Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı
Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum...
Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah"
youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=...
Bir
Evett, Oathbringer nihayet bitti. Dalinar'ın geçmişini okumak beklediğimden çok daha zordu. Okurken afakanlar geçirdim bu ciltte desem yalan olmaz herhalde. Dalinar'ın öyle bir geçmişi vardı ki ben bile bir büyücü bulayım da zihnimi sildireyim diye düşünmeden edemedim. Onun ruh hali beni çok etkiledi. Üstelik sadece Dalinar da değil
“Tanrılar aşkına, Violet. Boynun!” el hareketleri hızlı ve telaşlıydı, gözlerindeki şefkat de göğsümün sıkışmasına neden oldu. “Şefkat” bizim bölükte kullanılan bir kelime değildi. Öfke, gazap ve kızgınlık vardı... Ama şefkat yoktu.